GEORGE: Yani, bir gün çekici ve diğer gün çekici değil öyle mi?
JERRY: Sen böyle bir şeyle hiç karşılaştın mı?
GEORGE: Evet, bu duruma aşinayım. Onun iki yüzü var!
Jerry daha sonra, kız arkadaşının yüzünün kötü ışıkta dramatik olarak değiştiğini anlar ve onu sürekli ışığın güzel olduğu ortamlara götürmeye başlar. Bu durum aslında bizim atalarımızdan da alışılagelen bir durum ile açıklanabilir. Binlerce senedir gün ışığı her zaman yukarıdan ve yaygın bir şekilde geliyor. Çünkü eğer normalden farklı bir şekilde ışığın açısı- yayılımı değişirse; gölgeler nedeni ile insanın yüzü olduğundan çok daha anormal ve “korkutucu” görünebilir.
Fotoğrafçılar ve film yapımcıları bu probleme “üç nokta aydınlatması” adını veriyor. Ancak mimari aydınlatmada yerleşilen alan bir sahne gibi kontrol edilemediğinden, bu durum biraz daha kompleks bir hale gelebiliyor.
Örneğin resepsiyon (karşılama bölümü) gibi insanın yüzünün önemli olduğu noktalarda dikey bir yüzey üzerine yayılan aydınlatmalar koymak; parlama ya da gölge olmadan çok daha yumuşak bir direkt aydınlatma sağlayacaktır. Tavandaki bir aydınlatma bize çok yakındır ve onun ışığı tavan pencerelerinden gelen ışığa kıyasla çok daha direkttir. Bu yüzden daha az gölgeye neden olan duvara monteli bir aydınlatma seçeneği bu anlamda iyi bir çözümdür.
Aşağıdaki videoda farklı aydınlatmaların insan yüzünü nasıl değiştirdiğine dair kısa bir film bulunuyor:
Haber kaynağı: http://focal-glow.tumblr.com/post/99753029438/how-bad-lighting-ruined-jerrys-relationship-in