Hayatımız HCL’den iki şekilde etkileniyor: Melatonin hormon salgılanması ve etkin sirkadiyen ritim.
Aydınlatma sektörünün yeni konusu, HCL teknolojisinin, çoğumuzun içinde bulunduğu kaotik yaşamlarımıza nasıl entegre edilebileceği. Dikkatli ve bilinçli planlanma yapılması gerekirken durum hiç de öyle değil.
Piyasada bulunan örnekler, LED’in aşırı ticarileşmesinin sonucu olarak, oldukça yetersiz. HCL olduğu iddia edilen sistemler yeterli kontroller yapılmadan uygulanabiliyor.
Ancak bu HCL’nin önemli ve işe yarar olduğu gerçeğini değiştirmiyor elbette.
İyi bir aydınlatma projesi, flicker ve kamaşmayı önleme kaygılarından, ışığın fizyolojik ve psikolojik etkilerine, binanın çevresinde ve içindeki ışık miktarına kadar bütünsel olarak düşünülmelidir. Bu durum, HCL 2.0 olarak tanımlanıyor.
HCL 2.0 yaklaşımı
HCL’nin öncelikli odak noktası yapay aydınlatmadaki mavi ışık ve onun etkilediği melatonin hormonu reaksiyonu idi. Ancak, İnsan Odaklı Aydınlatma daha fazlasını vadediyor.
Basite dönüş: Yapay aydınlatma nasıl zarar veriyor? Aydınlatma armatürü ve tasarlanan ışığın insan sağlığına olumsuz etkileri olmadığından emin olmalıyız. Bu, HCL 2.0 için bir başlangıç noktası sayılabilir.
Teknik konular: Aydınlatma armatürünün teknik özelliklerini iyileştirmemiz gerekiyor. LED’lerdeki kıpraşma ciddi bir sorun haline gelmiş durumda. Kamaşma baş ağrısına sebep oluyor. İnsan Odaklı Aydınlatma, aydınlatmanın sağlıklı standartlarını belirlemeli.
Psikolojik sorunlar: Renk ayarlarına tekrar bakmalıyız. Aydınlatma renk sıcaklığının bireyler üzerinde psikolojik yararlar sağladığına dair ciddi kanıtlar var.
Güvenlik: İnsan Odaklı Aydınlatma ile kişilerin güvenle hareket edebilecekleri alanlar yaratılır. HCL 2.0, görsel ve görsel olmayan gereksinimleri karşılayan bütünsel bir aydınlatma kalitesi sunmalıdır.
Haber kaynağı: http://luxreview.com/article/2017/10/the-future-of-human-centric-lighting-step-forward-hcl-2-0