Glowee’nin “elektriksiz” yeni lambası
Fransız temelli Glowee’nin yeni aydınlatması; geceleri sıfır elektrikli, yumuşak aydınlatma sunmak için kalamarlarda da bulunan bir bakteriyi kullanıyor.
Fransa’da aydınlatma kirliliği kanunları perakendecilerin mağazalarını gece 01:00’den sabah 07:00’ye kadar aydınlatmalarını yasaklıyor. Ancak bir gün, Sandra Rey’in hayaline göre, Champs-Élysées’ye gece yarısı gittiğinizde mağazaların camlarının ve tabelaların başka bir dünyadan gelen parlaklıkla aydınlandığını görebilirsiniz. Bu öyle bir aydınlatma ki geceleri okyanusun karanlık sularından geliyor…
Bu hayali gerçekleştirebilmek için Rey’in şirketi, Glowee, ilk ürünlerini piyasaya tanıttı: Bakteri-gücü ile çalışan ışık. Bu aydınlatma, transparan bir besin jeli paketinin içinde Aliivibrio fischeri isimli bakterileri hapsederek çalışıyor. Bunlar aynı zamanda doğada Hawaii kısa kuyruk kalamarlarına biyo-parlaklık veren bakteriler. Bakteriler besinleri yedikçe bu aydınlatma, neredeyse gece ışığı yoğunluğu kadar, mavi-yeşil bir parlaklık veriyor. Bu fazla değilmiş gibi görünse de Rey yazdığı durumu şöyle açıklıyor: “Güzel olan nokta şu; yoğunluk düşük oldukça yüzey (alan) daha fazla aydınlatma noktaları sağlıyor.”
Ancak böyle bile olsa, bu elbette LED’leri ya da geleneksel aydınlatma lambalarını böyle bir aydınlatmayla değiştirmek için yeterli bir ham aydınlatma gücü değil. Fakat olmak zorunda da değil. Geceleri vitrin camlarına ek olarak Rey bu aydınlatmanın dekoratif ışıklandırma, şehir tabelaları, yer-güvenlik aydınlatmaları ve festivallerde de kullanılabileceğini öngörüyor. Elbette başka avantajları da var: Glowee, elektriksel bir alt yapıya gereksinim duymuyor. Glowee jeli tutan örnekler tamamen özelleştirilebilir organik reçineden yapıldı ki yaklaşık bir santimetre kalınlığındalar ve şimdilik anvelop gibi bir görünüme sahipler. Kendi “Glowee-güçlü” tasarımlarını yaratmak isteyen sanatçı ve tasarımcılar; özel kalıplı, herhangi bir şekle girebilen bu ürün ile istediklerini yaratabilirler.
Elbette bu yeni aydınlatmanın bazı zorlukları da var. Örneğin bir aydınlatma lambasını, özünde bakteri dolu yiyecek çantaları olan başka bir aydınlatmayla değiştirmek başlı başına bir problem. Özellikle ne kadar süre ömürlerinin olacağı konusunda.
Şu anda bir Glowee üç gün boyunca aydınlatmaya, ışık yaymaya devam ediyor. Birçok LED’in iki yıl ya da daha fazla süre boyunca boyunca aydınlatma sağladığı düşünülürse üç gün oldukça az kalıyor. Ancak şu anda alınan siparişlerin büyüklüğü Glowee’nin ilk prototiplerinden daha iyi-ki onlar sadece birkaç saniye ışık yayıyorlardı. Aslında besin jelinde bir ayarlama yaparak -Glowee bunun 2017’de gerçekleşebileceğini düşünüyor- ürünün ömür süresinin bir aya çıkacağı öngörülüyor. Ayrıca Glowee’nin iş alanı başvuru-kayıt temelli olduğu için; şu anda bu ışıkları kiralayan müşteriler, ürünün zaman içinde yavaş yavaş nasıl geliştiğini de görebilecekler.
Uzun vadede Glowee, bakterisinin hem sadece geceleri biyo-parlaklığını aktive etmesi hem de bunu daha yavaş bir oranda gerçekleştirmesi üzerine genetik mühendislik anlamında sıkı bir çalışma içerisinde. Bu Glowee’nin lambasının bir yıl ya da daha fazla bir süre ömür kazanması anlamına gelebilir. Rey’e göre genetik mühendislik sayesinde lambanın yoğunluğunu geliştirme olanağı “devasa” nitelikte. Buna rağmen şimdilik, bu aydınlatmanın en iyi kullanımı geçici tabelalar. O yüzden Glowee’nin ilk dönem müşterileri (şu anda isimleri hala gizli) güvenlik ve uyarı lambaları kullanan perakende, inşaat alanında çalışanlardan oluşuyor.
Ancak Rey, Fransa’nın elektriksel şebekesinin %95’ni yöneten ERDF gibi şirketlerden gelen destekle, Glowee lambalarının dünyanın elektrik kullanımına (sadece %19’u ışık üretimine gidiyor) büyük bir etki yapacağını umuyor. Eğer başarılı olurlarsa şehirlerde geceler, siber-punk bir parlaklığa bürünebilir.
Fotoğraflar: Glowee
Haber kaynağı: http://www.fastcodesign.com/3057873/this-french-startup-thinks-the-future-of-lighting-is-bioluminescent