Metin: Alison + Joachim Ritter
Fotoğraflar: Ben Williams
Bir tarihi ne efsaneye dönüştürür ve bir heykele ne anlam katar? Heykelin adı mıdır, başarılı tasarımı mıdır veya gerçekten arkasındaki hikayesi midir? İskoçya’daki “Kelpies” heykellerinin aydınlatma konsepti, aydınlatma tasarımcıları ve sanatçıların kendi aralarında yaptığı uzun görüşmeler sonrasında ortaya çıktı. Anlaşmazlıklar ve kamusal alanda sanatın değer kazanması ile ilgili dinamikleri gösteren bir örnek.
Kelpies masallarda anılan, İskoçya efsanelerinde ve at şeklinde beden bulmuş su perileri ve İskoçya’nın “Highlands” olarak anılan sert doğasını temsil ediyor. Aslında bu heykel için tamamen farklı bir fikir oluşturulmuştu. Bir sanatçıdan belli bir yer için sanat eseri yaratması istendiğinde, sanatçının yaratıcı çalışmasına başlamadan önce o yerin analizini yapması, tarihini ve halkını incelemesi gerekir. Buna, sanatçının kendi yorumunu, kendi fikirlerini, mesajını ve anlamları sanat eserine entegre etmesi eklenir ki bu şekilde kendisini de gerçekleştirmiş olduğu düşünülür. Forth ve Clyde Kanalı’nın yanındaki yeni uzantıdaki bölgede yer alan Falkirk’deki Kelpies heykellerinde sanatçı Andy Scott’un, Falkirk’e bağlantısı artık sadece aile bağlarından dolayı değildi.
Andy Scott, yüksek okul eğitimini 1986 yılında Glasgow Sanat Okulu’nda tamamladı. Bugüne kadar Birleşik Krallık’ta ve başka yerlere 70’den fazla proje tasarladı ve uygulamaya aldı. Scott’ın çalışmaları “at heykelleri” konusuna yoğunlaşıyor.
İlk bilgilendirme toplantısında mitolojik bağlantılardan bahsedildi. Ancak sanatsal sürecin bir sonucu olarak değer ve inançların, işlevin odağı, orijinal konseptten kaydı. At şekilli gizemli su perileri ile başlayan konsept, sosyal ve tarihi geçerliliği olan, tekniğe büründürülmüş dev heykellere dönüştü. Böylece mesajın odağı da değişmiş oldu.
At başları içten ve dıştan aydınlatılıyor. Dış aydınlatma heykellerin görülmesini sağlıyor ve gövdeyi tanımlıyor. İç aydınlatma kombinasyonu, dramatik efektin ön koşulunu oluşturuyor. Karanlıkta görülmeye değer bir etki yaratıyor ve çelikten yapılmış hayret verici gerçekçi görünen yaratıklara belli bir canlılık katıyor.
Bu şekilde aydınlatma tasarımı konseptinin temel yapısı ortaya çıktıktan sonra tasarım aşamasındaki ikinci adım ışık renklerine karar vermek oldu.
Sanatçının at başlarını aydınlatılmış şekilde görebilmesi, ışık renkleri ve gücünü ayarlayabilmesi veya onaylaması için yerinde ışık deneyleri yapıldı. Heykellerin mesajı ve anlamının doğru aktarılıp aktarılamadığına da bakıldı. Anlam açısından su ile olan ilişkiyi simgelemek için farklı mavi ve türkis tonları, bazen de dev boyutlu hayvanların fonda gökyüzü ile görünmelerini sağlamak için heyecan katan kırmızı, turuncu ve sarı tonları kullanıldı. Bu renkler aynı zamanda demir fabrikalarında alev içindeki çeliğin çalışılmasını anımsatıyor.
Toplam olarak 28 adet DMX ile kumanda edilen RGBW LED armatürü (72×3 Watt – toplam 150.000 Lümen) kullanılmış. Armatürler iç taşıyıcı iskeleye stratejik bir şekilde monte edilmiş. Renk değiştirilen ışık desenleri programlanarak ışığın, dev at başlarının üzerinden dalgalar şeklinde renk değiştirerek geçmesini sağlıyor. Dinamik ışık dizinleri, hareket ve güce işaret eden at başlarının doğal duruşlarını destekliyor. Kelpies’lerin etrafındaki havuzlara ise 36 adet LED-RGB-Sıva Altı IP68 armatürleri yerleştirilmiş. Bu armatürler devasa heykelleri ışıklandırıyor. Heykellerin etrafındaki havuzlardaki suyun yüzeyindeki hareket, çelik yüzeyler üzerindeki ışıklı dalga biçimli ışık efektlerine karışıyor. Özel olarak açılan oluklara yerleştirilen, metal buharlı lambalı ışıklıklar ise heykellerin üç boyutluluğunu vurguluyor ve karanlıkta heykellerin şeklini ortaya çıkartıyor. Dış alandaki havuzların etrafındaki, “The Kelpies”e kadar uzanan yaya yolları iskele lambaları ile aydınlatılmış.
Bir anıt, her izleyiciye kendi izlenimlerini ve ilişkilerini oluşturmasına fırsat verir. Sanatçının fikirlerini anlamak, bunları değerlendirmek ve kendi sonuçlarını çıkartmak sanatın asıl anlamıdır. Andy Scott, atları sanayi kültürünün bir parçası olarak ortaya koymak ve bunların değerlerini anımsatmak istedi. Atlar geçmişte, çelik işleme tesislerinde ve kanallarda hizmet eden iş atlarıydı. Bu nedenle çeliğin pişirilmesini simgelemek üzere aydınlatmada kırmızının sıcak tonlarını kullanmak istedi. Yine de masallardaki varlıklarla da bir bağ kurulabiliyor. Bu bağ ziyaretçilerin ve kentin kendi isteğine göre gelişiyor ve öne çıkıyor. Uygulamanın sahnesel aydınlatması ve bulunduğu yerdeki doğanın sessizliği aslında, acı çeken iş atlarından daha çok, efsanede anlatılan bataklıktan gelen atları, suyun doğallığını anımsatıyor.
Önemli olan sanatın çağrısını takip etmek, eser hakkında düşünmek ve ışığın gücü ile bu hayali canlandırmak. Tüm bunların karanlıkta daha kolay yapılıyor olması projeyi etkileyici kılıyor. Mistik atmosferi ve mitleri, gündüz yerine geceleri geliştirmek, hikayeler anlatmak şüphesiz çok daha kolay oluyor.
Projeye katılanlar:
Heykel tasarımı: Andy Scott
Aydınlatma tasarımı: Lightfolio Ltd. – Reg Gove; www.lightfolio.co
İç alanın 3 boyutlu gösterimi ve uygulaması: ElektoLED – Adam Knight; www.elektoled.com
Dış alanın 3 boyutlu gösterimi ve uygulaması: Lightfolio Ltd.
www.thekelpies.co.uk