Close

03/05/2019

Kimsooja’dan “To Breathe”

Kimsooja, Yorkshire Sculpture Park’ın tarihi şapelini “To Breathe” (Nefes Almak) ile dönüşüme sokuyor. To Breathe, ışık ve aynaların kullanıldığı büyüleyici bir enstalasyon ve mekânın meditatif niteliklerini keşfeden bir proje dizisinin sonuncusu. Sergi, Henry Moore Institute, Hepworth Wakefield ve Leeds Art Gallery ile ortaklık içinde üretilen Yorkshire Sculpture International açılışının bir parçası.

Yorkshire Sculpture International, sanatçı Phyllida Barlow’un “heykel tüm sanatların en antropolojik olanıdır” ifadesini keşfe çıkan bir dizi sergiden oluşuyor. Aralarında Barbara Hepworth ve Henry Moore da bulunan heykeltıraşların doğum ve ilham yeri olarak zengin bir tarihe sahip olan Yorkshire ile işbirliğimiz, insanın nesnelerle bağlantı kurma dürtüsünü değerlendirerek 20. ve 21. yüzyıllarda heykelin gerek fiziksel çeşitliliğini gerekse de politik temsiliyetini araştırıyor.

Kimsooja’nın pratiği, kadının rolünü incelemek amacıyla, dikiş ve dokuma gibi geleneksel kadın emeği biçimlerine atıfta bulunup buralardan ilham alıyor. Annesiyle birlikte yorgan yapmak, Kimsooja için dikişi, pratiğinin bir parçası olarak benimsemesine neden olan esas itkiydi. Ve o günden beri (1983) sanatçı, giyim, tekstil ve bunların üretimiyle ilgili faaliyetlerin kültürel önemini keşfetmek için çok fazla seyahat etti.

25 yıldan fazla bir zamandır sanatçı, “bottari” denilen ve Güney Kore dilinde kumaşa sarılı çıkın anlamına gelen bohça biçim ve fikrini kullanıyor. Kimsooja bunu “kendi kendine yeten bir dünya –ama tıpkı bir fıçı gibi hem maddi hem de kavramsal olarak her şeyi içerebilir” şeklinde tanımlıyor. Eşyaları bir yerden bir yere taşımak için geleneksel olarak kullanılan “bottari” (bohça), insanların yer değiştirmesine atıfta bulunuyor. Kimsooja bu fikri genişleterek daha büyük mekânları ve hatta mimariyi kapsam dahiline alıyor. Bu da yapıların tamamının, içlerinde bulunan şeyi değiştirmek, içermek ve yeniden şekillendirmek için bohçalanabileceği anlamına geliyor.

Şapeldeki To Breathe, böyle bir mimari işlem. Bir temas hafifliğiyle, Kimsooja, tüm bir mekânı dönüştürüp beklenen sınırları bulanıklaştırıyor. Aynalı yüzeyle kaplanan zemin, yepyeni bir görme biçimi sağlayarak sanki mekânı açıp gözler önüne seriyor, katı yüzeylerin ve kısıtlayıcı yapıların akıcı ve kapsayıcı görünmesini sağlıyor. Tüm pencereler kırılma filmiyle kaplandığı için içeri giren ışık, mekânın tamamında, aynalı zemin vasıtasıyla sonsuzca yansıtılan sayısız gökkuşağı spektrumları oluşturuyor.

Doğal ortama tepki veren enstalasyon, ışık kalitesi ve yoğunluğuna göre değişerek her bir deneyimi farklı ve eşsiz kılıyor. Sanatçının nefes alıp vermesinden oluşan ses kaydı, muhteşem görselliğe sahip olan bu meditatif enstalasyona eşlik ederek hem mahrem ama hem de ortaklaşılan bir karşılaşma yaratıyor. Sanatçının “mimarinin gönü dahilinde ‘boşluk’” olarak tanımladığı şey, eserin gövdesi ve bununla yüz yüze gelen herkes için bir toplumsal tefekkür yeri oluşturuyor.

Kimsooja şöyle diyor: “Benim için mekân yapmak, yeni bir tane yapmaktansa farklı bir mekân oluşturmak anlamına geliyor. Mekân, sahip olduğu belli biçim ve akıcılıkla hep orada ama bu tamamen farklı bir maddeye dönüştürülebilir (…). Benim boşluğa olan ilgim, yaşamanın bir kanunu olarak nefes almanın doğal süreci olan nefes almak ve nefes vermenin bir yöntemi olarak Yin ile Yang’ın arasındaki ilişkide yatıyor.”

Fiziksel dikiş dikme eylemi ve bunun çeşitli kültürel ilişkilerinin yanı sıra, Kimsooja aynı zamanda bu kavramı metaforik olarak da ele alıyor ve bedeni yaşamlar, kültürler ve şehirlerin kumaşını bir araya getirip dokuyan bir iğne olarak görüyor, coğrafi sınırların olmadığı ortak bir insanlığa saygı duruşunda bulunuyor.

Sanatçının belki de en iyi bilinen çalışmalarından biri, A Needle Woman (İğne Kadın) isimli video çalışması. Bu çalışmada Kimsooja yoğun bir şehir merkezinde kıpırdamadan durarak etrafından insanlar geçerken alanını koruyor ve yoğun bir sükunet alanı oluşturuyor. Bununla bağlantılı olarak Kimsooja’nın 14 metre yüksekliğindeki heykeli, YSP Program Direktörü Clare Lilley’nin küratörlüğünü yaptığı ve Frieze Sculpture’da gösterilen “A Needle Woman: Galaxy was a Memory, Earth is a Souvenir” (İğne Kadın: Galaksi Bir Hatıraydı, Yeryüzü ise Hediye) de açık havaya yerleştirilecek. Bu zarif sivri kule, kelebek kanatlarının yanardöner haline en yakından benzeyecek şekilde akrilik pencere camlarına uygulanan bir nano teknoloji film üreten New York, Cornell Üniversitesi’nden bilim insanlarıyla birlikte geliştirildi. Aynalı zeminiyle kulenin içindeki ortam son derece dikkat çekici. Mekân, yeryüzünün derinliklerine uzanıp kozmosun içine ulaşır gibi bir görüntüye sahip. İçeride son derece meditatif bir deneyim sunan kule, dışarıdan ise olağanüstü zarif ve yüceltici bir anıt. “A Needle Woman: Galaxy was a Memory, Earth is a Souvenir” kamusal alanda yalnızca üçüncü kez sergileniyor.

Haber kaynağı: https://illumni.co/lighting/to-breathe-by-kimsooja/

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir