Close

07/01/2019

Geceleri yapay ışığa maruz kalmak meme kanserine yol açar mı?

Metin: Debbie Moon, Genetic Lifehacks

Geceleri ışığa maruz kalmanın meme kanseri riskini artırdığı uzun süredir biliniyor. Esas olarak bunun nedeni geceleri maruz kalınan ışığın melatonin üretimini azaltması. Çünkü melatonin antioksidan görevi görerek meme ve kolon kanserini önlemeye yardımcı oluyor. Dünya Sağlık Örgütü’ne bağlı bir kuruluş olan Uluslararası Kanser Araştırmaları Ajansı, 2007 yılında gece ışığını ve vardiyalı çalışmayı olası kanserojen olarak sınıfladı.

Vardiyalı çalışmanın meme kanseri riskini artırdığı 1980’li yılların sonlarından bu yana bilinirken, genel olarak geceleri maruz kalınan yapay ışığın birçok yerde meme kanseri oranlarıyla ilişkili olduğu daha henüz yakın bir zamanda ortaya kondu.

Araştırmacılar, kentsel ışık kirliliğinden kaynaklanan gece loş ışık ile meme kanserinin görülme sıklığı arasındaki ilişkiyi 180’den fazla ülkede milyonlarca kadın üzerinde inceledi. Bulguların hepsi aynı değil ancak tahminler %7’lik düşük bir risk artışı ile yaklaşık %50’lik risk artışının gözlendiği diğer çalışmalar arasında değişiklik gösteriyor. (Bunu, meme kanseri riskini sadece %5 oranında artıran alkolle ilgili son dönemdeki pek çok haberle kıyaslayın…)  Peki, neden her hükümet, her doktor, televizyonlarda konuşan her sağlık profesyoneli bize karartma perdeleri (blackout) takmamızı veya geceleri ışıkları söndürmemizi söylemiyor?

Yapılan araştırmalar…

Gece ışıkları ve Connecticut’ta meme kanseri:

Ağustos 2018’de yayımlanan bir araştırma, Connecticut’taki meme kanseri oranları ile geceleri maruz kalınan yapay ışık arasındaki bağlantıyı inceledi.  Araştırma, sosyo-demografik ve yaşam tarzı etkileri (alkol, obezite, egzersiz, yaş, aile öyküsü, vardiyalı çalışma) gibi faktörleri ele aldı. Araştırmacılar, nüfus yoğunluğu ve risk faktörlerine göre meme kanseri vakalarının sıklığını, jeoinformatik araçlar kullanarak havadan görüntüler üzerinden standartlaştırdılar. Connecticut’ta ana şehirlerin çevresindeki bölgelerde artan meme kanseri vakalarının coğrafik olarak bir “halka” oluşturduğunu ortaya koydular.  Bu durum, yapay gece ışıklandırması için oluşturdukları modelle eşleşiyordu.

Araştırmacılar şu sonuca vardı: Modellemelerimiz; nüfus yoğunluğunu, doğurganlık oranını, beyaz olmayan nüfusun yüzdelerini ve yoksulluk sınırı altındaki nüfusu kontrol ettikten sonra tüm modellerde yapay gece ışığının, meme kanseri oranları için istatistiksel olarak anlamlı ve bağımsız bir gösterge olduğunu ortaya koydu.

180 ülkeyi kapsayan dünya çapında bir araştırma:

2015 yılında gerçekleştirilen bir araştırma 180 ülkede meme kanseri oranlarını inceledi ve geceleri maruz kalınan ışığın istatistiklere göre meme kanseri riskiyle bağlantılı olduğunu buldu. Araştırma doğum oranları, kentsel nüfusun yüzdesi ve GSYİH (Gayri Safi Yurt İçi Hasıla) gibi ülke düzeyinde farklılıklar açısından değerlendirildi. Genel bir istatistiksel bağlantı olsa da araştırmacılar, gece ışığıyla meme kanseri arasındaki en yüksek ilişki seviyesinin Batı Avrupa’daki ülkelerde olduğunu fark ettiler.  Güneydoğu Asya ve Körfez ülkelerinde, geceleri nispeten yüksek olan ışıklandırmalarından kaynaklanan pek de güçlü bir risk artışı söz konusu değildi. Araştırmacılar bu durumun yerel beslenme ve yaşam tarzından kaynaklanabileceği teorisini ortaya koydular.

İspanyol araştırması:

Barselona ve Madrid’de yaşayan kadınlarla yapılan bir araştırma, geceleri daha fazla ışığa maruz kalan kadınların meme kanseri risklerinin %47 oranında artış gösterdiğini (erkeklerin ise 2 kat fazla prostat kanseri riski altında olduğunu) ortaya koydu. Gece vardiyasında çalışan kadınlar bu araştırma kapsamına dahil edilmedi. Araştırmacılar kronotip (gece geç saatlere kadar uyanık kalma), e-Kitap okuyuculara veya diğer ekranlara maruz kalma, ortalama yatma zamanı ve uyanma zamanı dolayısıyla geceleri maruz kalınan iç mekân ışığını tahmin etmek için kişisel görüşmeler yaptılar.  Daha sonra araştırmacılar, zemin seviyesindeki spektral lamba türlerini ve ışık emisyonlarını belirlemek için Uluslararası Uzay İstasyonu’ndan sağlanan görüntülerden yararlandı. Ayrıca her katılımcının evinin bulunduğu yerlerle eşleşen Uluslararası Uzay İstasyonu fotoğraflarından söz konusu alandaki mavi ışık miktarını piksel bazında hesaplayabildiler.

100.000’den fazla Amerikalı kadınla yapılan araştırma:

2017’de yapılan bir diğer araştırmada, 20 yıldan fazla bir süre izlenen 100.000 Amerikalı kadın hemşireden toplanan sağlık verileri kullanıldı. Tüm olağan yaşam tarzı, sosyoekonomik ve antropometrik faktörler uyarlandıktan sonra bile araştırmacılar, gece ışığının menopoz öncesi dönemdeki kadınlarda meme kanseri riskini artırdığını saptadılar. Menopoz öncesi dönemdeki kadınlar için risk artışı %7’ydi. Geçmişte veya halen sigara içen kadınlar için ise risk %21 daha yüksekti.

Kaliforniyalı öğretmenler araştırması:

Kaliforniya’da yaşayan 106.000 öğretmenle gerçekleştirilen çalışma, gece ışığının menopoz öncesi dönemdeki kadınlarda meme kanseri riskini %34 artırdığını ortaya koydu. Araştırmacıların bu sonucu, 1996-1997 yılları arasındaki gece uydu görüntüleri ile birlikte derlenen, gece aydınlatmasına dair 1996 tarihli bir anketin cevaplarına dayanıyordu. Büyük olasılıkla gece ışığının belirlenmesinde yararlanılan diğer bazı yöntemler kadar kesinlik taşımasa da gruptaki kanser vakalarının 20 yıldan fazla bir süre takip edilmesiyle karşılaştırıldığında 1996’daki bir anketten elde edilen verileri kullanabildiklerini görmek ilginç.

Kanser ve gece aydınlatması arasında bağlantı bulamayan İngiliz araştırması:

2018 yılında British Journal of Cancer dergisinde yayımlanan bir araştırma, geceleri ışığa maruz kalma ile kanser arasında herhangi bir istatistiksel bağlantı olmadığını gösteren sonuçları nedeniyle manşetlerden düşmedi. Herkesin bu çalışmayı kendisi için okumasını şiddetle öneriyorum. Aslında araştırmacılar, 100.000 kadına 20 yaşlarındayken geceleri ne kadar ışığa maruz kaldıklarını bildirmelerini isteyen bir anket gönderdi. Cidden…

Bağımsız hakem incelemesinden geçen bu rapor, gece aydınlatması ile meme kanseri arasında bir bağlantı olmadığını ortaya koyarak manşet oldu. Kadınların 20 yaşlarında yatak odalarında uyurken ne kadar ışık olduğunu hatırlamalarını isteyen bir ankete dayanarak! Araştırmaya katılanların en az %75’inin doğum yılı 1970 öncesi. Yani araştırmacılar bu kadınlardan en az 30 yıl öncesini düşünmelerini ve geceleri yatak odalarında ne kadar ışık olduğunu hatırlamalarını istediler. Bırakın 20 yaşındayken etrafımda ne kadar ışık olduğunu hatırlamayı, ben daha birkaç gün önce akşam ne yediğimi bile hatırlayamıyorum.

Hayvanlar üzerinde yapılan araştırmalar ve hücre araştırmaları:

Uydular üzerinden nüfus dağılımını ve ışığı inceleyen devasa çalışmalar pek havalı olsa da neden ışık ve meme kanseri arasında bir bağlantı olduğunu bize söylemiyor. Bununla birlikte geceleri ışığa maruz kalmanın meme kanseri riskini nasıl ve neden artırdığını belirlemeye çalışmak için hayvanlar üzerinde yapılan birkaç araştırma da bulunuyor. Hayvanlar üzerinde yapılan çalışmalar ve hücre araştırmaları, bilim insanlarının değişkenleri manipüle etmelerine ve “nedenleri” soyutlamalarına olanak tanıyor.

Fareler üzerinde yapılan bir araştırma, fareler geceleri ışığa maruz bırakıldığında tümörlerin büyüme hızlarının en yüksek seviyeye ulaştığını ortaya koydu. Buna karşın tümör büyümesindeki bu artış, melatonin ile tersine çevrilebiliyor. Bu ise meme kanserini önleyen melatonine, yani hücre araştırmalarında ve insanlar üzerinde yapılan çalışmalarda kemoterapinin bir tamamlayıcısı olarak gösterilen hormona işaret ediyor.

2005 yılında insan meme kanseri hücreleri üzerinde yapılan bir araştırma, bu hücrelere menopoz öncesi dönemdeki kadınlardan gece alınan, melatonin bakımından zengin kan verildiğinde kanser büyümesinin baskılandığını gösterdi. Bununla beraber aynı kanser hücrelerinde, aynı menopoz öncesi dönemdeki kadınlardan, 90 dakika boyunca beyaz flüoresan ışığa (gece) maruz bırakılmalarının ardından alınan kan verilince daha yüksek tümör yayılması görüldü.

Fareler üzerinde yapılan bir araştırma, geceleri loş ışığın sadece “meme tümörlerinin gelişimini hızlandırmakla” kalmayıp aynı zamanda “tamoksifen tedavisine içsel bir direnç kazandırdığını” da ortaya koydu. Araştırmacılar farelere ek melatonin vererek geceleri loş ışığın etkilerini tersine çevirebildiler.

Haber kaynağı: http://www.circadianlifehacks.com/artificial-light-at-night-causes-breast-cancer/

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir