Close

04/02/2017

Yaratıcılık aranıyor: İspanya’nın Sardón de Duero kentinde Abadía Retuerta LeDomaine Manastırı

Metin: Joachim Ritter, Andrea Rayhrer
Fotoğraflar: Marcus Ebener, Berlin

Yaklaşık 800 yıl önce tamamlanan bir proje için yeni bir aydınlatma tasarlamak hem onurlu hem de zorlu bir iş. Her gün planlaması yapılan çalışma için tarihe saygı göstermek, bambaşka bir çağın güzelliğini ve kullanımını görmek gerekiyor. Bu projeyi ışık tekniği açısından günümüz ortamına ve farklı kullanımına göre uygulama da cesaret istiyor.

On yıllık bir restorasyon çalışmasından sonra 12. yüzyıldan kalma Roma ve Barok mimarisine göre inşa edilmiş olan Abadia Santa Maria de Retuerta manastırı 2015 yılında beş yıldızlı, lüks bir Spa’ya sahip otel olarak ve yer altından eski yapıya bağlantılı bir şekilde hizmete girdi. Aydınlatma planlayıcılarına Orta Çağ’dan kalma yapının ciddi görüntüsünü daha modern bir yapıya dönüştürme görevi verildi. Bu görev kapsamında aydınlatma planlamacılarından, üzüm bağlarının ortasında romantik bir ortamda yer alan tesisin tamamı için tarihi ve modern çağa yakışır bir aydınlatma konsepti geliştirmeleri istendi.

Bu görev, çok az gün ışığı alan eski manastır duvarlarının mimarisi ve yapılış şekli nedeniyle aydınlatma planlamacıları için zordu. Aydınlatma tasarımı ile mimari karmaşıklığa sahip olan sembol yapının hem keyif verecek şekilde hem de tarihteki köklerine uygun olarak aydınlatılması gerekiyordu. İşte projenin en zorlu kısmı buradaydı. Bir taraftan, modern dönemin unsurlarını uygularken tarihi manastırın ruhu kaybolmamalı diğer taraftan otel için mükemmel bir ambiyans oluşturulmalıydı. Mimari doku ışık ile modern bir şekilde değiştirilmeyecek ve arka planda kalmayacaktı. Aydınlatma için sadece taş yüzeylerin desteklenmesi ve çevredeki kemerli koridorların ritmine uygun olan ritmik konumlu armatürler kabul edilebiliyordu. Tasarımcılar, mimariye entegre edilen bir aydınlatma çözümü aramadılar, yepyeni bir aydınlatma çözümü geliştirmek için yola koyuldular.

Aydınlatma ögelerinin montajında koruma altında olan tarihi yapıya mümkün olduğu kadar az hasar vermesini sağlamak için aydınlatma tasarımcıları masif mimarlık tuncundan yapılmış çok sayıda farklı özel armatür geliştirdiler. Almanya’nın Bavyera eyaletinde faaliyet gösteren bir tunç üretim tesisinde imal edilen armatürler manastırın mimarisine uygun olan ancak çağdaş çizgileri olan ögeleri de barındırıyor. Armatürlerde modern LED teknolojisi kullanılıyor.

Kilisenin uzun koridorları ve kemerli yolu kesintisiz bir tarzda inşa edilmiş. Doğrudan veya dolaylı ışık veren duvar armatürleri kemerli yolun kubbesini ve açık renkli taş zemini aydınlatıyor. Bu armatürler geniş alanlı mekânlara bir tür ritim kazandırıyor. Çok kaliteli bir pirinçten imal edilen armatürlerin hemen altında bulunan doku sayesinde ışık hafifçe ve sıcak bir renkte yansıyor. Duvar armatürleri dört tarafı tunçtan yapılmış bir koruma ile kaplı lambaderler ile tamamlanıyor. Koruma plakalarının iki tarafı vernikli ve mekânı altın sarısı bir ışık rengi ile aydınlatıyor.

Manastırın içinde yer alan eski kilise bölümü etkinlikler için yeterli alan sunuyor. Aydınlatma sistemi farklı kullanımlara yönelik seçilebilen aydınlatmayı programlama olanağı sunuyor. Kilisenin 12 m yüksekliğine dayanan haç şekilli kubbesi dim edilebiliyor ve LED’lerle donatılmış, kubbeye doğru yöneltilmiş projektörlerle aydınlatılıyor. Bu alana giren ziyaretçi hemen mekânın yüksekliğini algılarken, alandaki aydınlatma yoğunluğunun çok dengeli olduğunu hissediyor. Kilise mihrabı, vaftiz havuzu ve apsis ışık demetleri oluşturan armatürler ile öne çıkartılıyor. Dolaylı ışığı önleyici tüp şekilli armatürler ve de doğrudan ışık veren projektörlerin petek dokulu yapısı kamaşma etkisini engelliyor.

Eski zamanlarda rahiplerin yemek salonu olarak kullanılan yer artık bir restoran. Uzun kenarlarda tunçtan yapılmış lambaderler yer alıyor. Lambaderler, konuğun bulunduğu seviye ve yaklaşık 10 m yükseklikli kubbeler arasında bir ilişki kuruyor. Bunlardan, sıcak tonlarda, doğrudan ve dolaylı ışık yansıyor. Her bir parça birbirinden ayrı olarak çalıştırılabiliyor. Işık eski taş duvarları ve kubbeli alanları aydınlatıyor. Geniş formatlı fresk ise görünmeyen bir noktaya yerleştirilen projektör ile doğrudan aydınlatılıyor. Mumların yakıldığı tunç armatürler ise canlı, sıcak tonlardaki ışık ile her masaya özel bir değer katıyor.

Şarap barında konuklar şarap tadabiliyor ve bu alanda yemek yiyebiliyor. Armatürlerin tunç malzemesi burada, iç dekorasyonda da kullanılmış. Duvar alanlarının biri de tunç paneller ile kaplı. Bu rölyefi andıran şarap şişeleriyle oluşturulan duvar kardanik olarak konumlandırılmış ışık demetleri oluşturan armatürler ile aydınlatılıyor. Yine sıcak beyaz renklerdeki ışık, tunç malzemeden ve kızıla boyalı Stucco duvarlarda yansıma yaparak mekânda istenilen atmosferi sağlıyor.

Şarap barının hemen altında bulunan şarap mahzeninde beşik tonoz ve raflar aydınlatma ile ortaya çıkıyor. Bu alan için tasarlanan armatür de tonozun çapına uygun olarak oluşturulan bir tunç kemerden, bir de silindirik şekilli tunç yuvasından oluşuyor. Armatürün şekli ve karbon filamanlı lamba; altın sarısı rengi ile mumlu duvara asılan fenerleri andırıyor, bu alanda eskiden kullanılan aydınlatmayı hatırlatıyor. Otel odalarındaki aydınlatma konseptinin, bakım tekniği ve planlama nedenlerinden dolayı tüm standart odalara uygulanabilir olması istenmiş.

Odadaki genel ışık, duvar armatürünün değişik küçük bir türü ve lambader ile masa üstü lambasından sağlanıyor. Ofis masası alanının doğrudan aydınlatılması için difüz ışık yansıtan LED retrofit armatüre bir de reflektör armatür eklenmiş. Yatağın her iki baş ucunda hareket edebilen tunçtan yapılmış bir okuma lambası yer alıyor.

Odanın ortasındaki paravanın arkasında açık tarzda tasarlanan banyo yer alıyor. Aynanın etrafına iki adet, rahatlatıcı hafif bir ışık veren duvar armatürü monte edilmiş. Kafes şekilli tavanda, hemen banyo küvetinin üstüne gelecek şekilde tunçtan yapılmış bir Downlight yerleştirilmiş.

Kompakt mekân, orantısı ile fitness ve yoga odası aydınlatma tasarımında özel ilgi gerektiren yerlerden biri oldu. Tavan yüksekliği çok olmayan oda için renklendirilmiş kumaş dokulu lambaderler ve hafif dolaylı aydınlatma ile ortam ışığı sağlandı. Bunun için aydınlatma planlamacıları koridorda uygulanan duvar armatürünü biraz değiştirerek özel bir armatür geliştirdiler. Armatürün yuvasında tavanın en iyi şekilde aydınlatılmasını sağlayacak dört adet PAR20 armatürü iki farklı montaj açısıyla uygulandı. Bakıldığında ışık insanı, mekânın uzun olan kısmında oturan bir Buddha heykeline doğru yönlendiriyor. Heykel ise sıcak beyaz ışık rengine sahip LED Downlight ile öne çıkartılıyor.

Daha giriş alanından itibaren bir duvar aralığından bina içindeki havuz görülüyor. Hemen havuzun üzerinde bir çatı penceresi bulunuyor. Bu pencereden gün ışığı giriyor. Ayrıca, havuz alanı ve de giriş bölümünde farklı uzunluklarda uygulanmış sarkıt avizeler yer alıyor.

Havuzun iç kısmında yanlarda su altı armatürleri yer alıyor. Havuzun uç kısmında, bir şelale ile görüntüsü kapatılan giriş bölümüne doğru dar bir pencere bulunuyor. Düz ışık profilleri ile sudan oluşturulmuş bu perde hafifçe ışıldıyor. Ön odada tavana entegre edilen armatürler koridorlarda da ritmik bir yerleşim içinde. Armatürler, tavanın bu alandaki açık renkliliğine uyum sağlıyor ve altın sarısı reflektörler üzerinden sıcak tonlarda ışık veriyor. Koridorlardaki Downlight’lar çift şekilde kabinlere de monte edilmiş. Kabin içindeki ayna armatürleri bu donanımı tamamlıyor. Kabin içindeki dikdörtgen aynaların her iki tarafına iki adet küçük masif cam armatürleri yerleştirilmiş. Konukların konforunu etkilememek için güzellik bakımı odalarındaki sedyelerin üzerinde herhangi bir ışık kaynağı bulunmuyor. Silindirik şekilli tavan armatürleri ikişer adet olmak üzere işlem yapılan bölgeleri aydınlatıyor ve nokta montajı yapılan projektörler ise dış duvar boyunca tavan nişlerine yerleştirilmiş. Bu ışık kaynakları pencereler arasındaki kumaş kaplı duvar kısımlarını aydınlatıyor ve böylece samimi bir ortam yaratıyor.

Bina içindeki havuz ile avlular arasında dinlenme odaları bulunuyor. Bu odaların en büyük özelliği “Guadamecies” olarak adlandırılan geleneksel, büyük boyutlu duvar panelleri. Duvara monte edilen altın sarısı reflektörlü armatürler ile paneller sahne havasına bürünüyor. Ayrıca, şezlongların yanındaki bölge aydınlatması küçük, taşınabilir, ahşap çerçeveli ve deri taşıma bantlı difüz ışık objeleri ile sağlanıyor.

İki avlunun merkezinde yansımalı havuz olarak adlandırılan sığ havuzlar bulunuyor. Bunlar, mimariyi ve yeşillikleri ve de tüm bunların etrafındaki ışığı olabildiğince canlı bir şekilde yansıtması için bilinçli olarak ışıkla öne çıkartılıyor. Güneyde kalan avluda havuzun etrafı bitkiler ile çevrili ve geceleri toprağa saplanmış armatürler ile hafifçe aydınlatılıyor. Kuzey yönündeki avluda ise bu alana sınır yapan cephenin duvar kesimleri, zemine gömülü armatürler ile aydınlatılıyor.

Genel olarak dış alanlarda gece aydınlatması için fazla bir uygulama yapılmamış. Çünkü otel ve Spa’nın kırsal alandaki konumu ışık kirliliği konusunda büyük hassasiyet gerektiriyor. Öncelikle, bina ve alan aralıklarından ışık alttan giriş yapıyor. Klasik fenerleri andıran, özel olarak geliştirilen ve eskiye aitmiş görüntüsü veren duvar armatürleri binanın ana ve yan girişlerini ortaya çıkartıyor. “Caballerizas” cephesi boyunca her bir teras kapısının yakınında, alan oluşturucu, keyifli bir ışık yaratıyorlar. Bahçe lambaları; tunç bir levhadan yapılmış, üzerine kapatılmış bir koruma ve bir taş kaideye sahip Fresnel lensli standart armatürlerden oluşuyor. Korumanın dört pencere aralığı filigran, cam desenli kafes yapıya sahip.

Otelin avlusunda, bahçe armatürlerinin biraz daha küçük versiyonu yolun boydan boya zemine yakın bir ışık ile aydınlatılmasını sağlıyor. Manastırın cephesi zemine yerleştirilen armatürler ile aydınlatılıyor ve böylece sakin bir görünüm oluşturuyor. Spa’nın dış alanında kalan havuz bir tarafında su altı armatürler ile aydınlatılıyor. Bunlar ışık kaynaklarının havuzun yakınındaki şezlonglardan görülmeyecek şekilde yerleştirilmiş.

Otelin ışık ortamı davetkar ve etkinliklere uygun bir şekilde geliştirilmiş. Aynı zamanda tarihi yapıya ve yeni geliştirilen hoş mimari ögelere uyum sağlıyor. Otelin kırsal alandaki konumunu dikkate alıyor. Otel ve Spa tesisinin nitelikli ışık kalitesi-aydınlatması; uyumlu bir aydınlatma tasarımını, anlamlı olan ve tarihi dokuyu yabancılaştırmayan modern LED teknolojisini kullanıyor. Farklı odalarda istenilen şartlara ve ortama uygun aydınlatma sağlanıyor. Spa odalarında ışık sahneleri ve seviyeleri gün ışığı sensörleri ile birlikte astronomik bir zaman şalteriyle değiştirilebiliyor. Bu şekilde odalar, hissettirmeden, gün ışığı ortamından gece ışığı ortamına geçiş yaparken enerji ve kaynaklar en optimum şekilde kullanılmış oluyor.

Projeye katılanlar:

Mimarlar:
Otel: Marco Serra Architekt, Basel/İsviçre
Spa: Diener & Diener Architekten, Basel/İsviçre
İç mekân tasarımı:
Otel: Marlene Doerrie, Mailand/İtalya
Spa: Michele Rondelli, Zürich/İsviçre
Aydınlatma tasarımcıları:
Licht Kunst Licht, Bonn/Berlin/Almanya
Otel:
Ekip yönetimi: Martina Weiss
Proje ekibi: Isabel Ehm, Thomas Möritz, Andreas Schulz
Spa:
Ekip yönetimi: Martina Weiss
Proje ekibi: Naiara Caballero, Thomas Möritz, Laura Sudbrock, Andreas Schulz
Proje yöneticisi: Burckhardt + Partner AG

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir