Artık, bunların ikisi aydınlatma sanatçısı Angus Muir sayesinde özel dinamik ışık enstalasyonu ile büyük bir değişime uğradı. Sanatçı, ışık ve sese dayalı bir sanat etkinliği olan “Power Plant Festival” (enerji santralleri festivali) kapsamında tünellerin kemer şekilli taş tünel duvarlarına renkli LED’ler monte etti. 100 metrenin üzerinde uzunluğu olan tünelde 45.000 ışık bir araya getiriliyor, vadide aydınlatma için hazırlanan bir kontrol sistemi üzerinden yönetilebiliyor ve büyüleyici hareketli ışıklı 3B efektler yaratılabiliyor.
Dar, tünel şekilli, mavi-sarı ve yeşil ışıklandırılmış taş mimariye bakıldığında teleferikteki yolcular aslında ürkütücü, monoton görünümlü bir yerde parlak ve titreşen renkli bir ışık patlaması görüyor. Vagon ilerledikçe çevre bir kalaydoskopun içinden geçercesine değişiyor ve yukarı tırmanış duygusu bundan etkileniyor. “Tünelin sonundaki ışık” cümlesi burada anlam kazanıyor. Çünkü tünelin uzunluğu ve de tünel tavanına zekice yerleştirilen enstalasyon ile LED ışık hatları, tünel çıkışına doğru sivriliyor. Işık dalgaları arasındaki alanlar kayboluyor ve tünelden sonra ne geleceğini bilmeden renkler bir anda çizgiler, desenler oluşturuyor. Muir’in ışık şovu 100 yıllık mimariyi işliyor, ona bir yenilik-modernlik katıyor. Tüm bunların yanı sıra aslında sert-dik çıkışlı tünele canlılık ve dinamizm katıyor.
Hayal gücü daha da fazla olanlar, kendilerini “Blade Runner” gibi bilim kurgu filimlerinde gösterilen bir uzay gemisinde, karanlıkta renkli olarak ışıklandırılmış ve ışıkları yanıp sönen bir piste çıkmak üzereymiş gibi hissedebiliyor. Kaptan ise şöyle diyor: “Görev Tamamlandı”.
Projeye katılanlar:
Angus Muir; www.angusmuirdesign.co.nz
www.vimeo.com/125202158