Close

01/04/2007

Tartışma Kültürü

emre-gunes-pld-turkiyeTartışma kültürü olan bir toplum değiliz. Tartışmayı sevmediğimizden değil. Ancak rakı sofrasında veya her gün kahvehanelerde memleketi kurtarmamız, ya da herhangi bir konu hakkında illaki bir görüşümüzün olması yetmiyor maalesef… En basitinden takım tutar gibi tartışıyoruz. Daha da kötüsü tartışmalarımız araştırmaya, bilgiye dayanmıyor. Temeli kulaktan dolma da olsa duyduklarımız, belli bir bakış açısı ile anladığımız ancak soruşturmadığımız bilgi parçacıklarına dayandığı için tartışmalarımız da bir sonuca ulaşmıyor. Bugün Boğaziçi Köprüsü aydınlatma projesi ile ilgili yaşananlarda bunun bir örneği. Harcanan rakamın karşılığının alınıp alınamayacağı veya ihale süreci tartışılabilir, ancak kullanılan renkler ile kazaya sebebiyet verecek veya intihara teşvik ediyor gibi yorumlar yapmak komik kaçıyor. Çünkü biraz araştırılsa henüz “default” olarak sürekli duracak renk ve görüntüye karar verilmediği, bu konu ile ilgili belediye bünyesinde karayolları, üniversiteler, mimarlar ve renk bilimcilerden oluşan bir komisyonun kurulduğu öğrenilebilirdi. Ayrıca proje kapsamında kullanılan LED teknolojisi sayesinde varolan tüm renklerin elde edilebileceğini, çeşitli senaryoların uygulanabileceğini bilmek de önemli.

Bütün bunları kenara bırakırsak, niteliği ne olursa olsun, çeşitli mecralarda bu konunun tartışılması güzel. Çünkü ışık ile yapılabilecekler bilinmiyor. Işığı ve yapabileceklerini konuşmaya ihtiyacımız var. Ne kadar ışık ve aydınlatma konusunda konuşur, tartışır ve etkinlikler düzenlersek, o kadar geniş kitleleri bilinçlendirebiliriz. Halkımızın aydınlatmaya ilgisini arttırmak ve doğruları göstermek aydınlatma sektörü olarak hepimizin görevi. Bilinçli bir halk talep edecektir. Mahallesinin, sokaklarının, meydanlarının, yani yaşadığı şehrin doğru aydınlatılmasını isteyecektir. Bundan dolayı Beyazıt Öztürk’ün kendi programında (ki büyük bir kitleye ulaşıyor) projeyi eleştirmesi veya Referans gazetesinde bir sayfa boyunca bu tartışmalara yer verilmesi beni çok mutlu etti. Artık yapılması gereken Karayolları, Aydınlık firması ve Philips’in, yani projede emeği geçenlerin, hep beraber proje doğrularını mümkün olan her mecrada tekrarlaması ve daha çok insana ulaşmaya çalışması. Biz de PLD olarak, projenin teknik detaylarına ulaşabileceğiniz ilk mecra olmanın gururunu yaşıyoruz.

LUCI (Lighting Urban Communities International) derneği ile dergimizin bir çok sayısında karşılaştınız. Daha iyi aydınlatma için deneyimlerin paylaşılması fikri ile ortaya çıktığı düşünülürse derneğin misyonunun doğruluğu ortada. Dünya üzerinde 60 belediyenin katıldığı bu oluşumda yer almak için İstanbul’da başvurusunu yaptı. Süreç devam ederken, LUCI’nin her sene 2 kere düzenlediği “City under microscope” etkinliği için İstanbul Belediyesi Şehir Aydınlatma ve Enerji Müdürü Muhammet Garip Bey ile beraber Paris’e davet edildim. Nisan ayında gerçekleşen etkinlik, içeriği ve katılımcıları ile çok ilginçti. İzlenimlerimi ilerleyen sayfalarda bulmanız mümkün.

PLD genel yayın yönetmeni Joachim bu yazısında aydınlatma tasarımcısı eğitimi ile ilgili görüşlerini paylaşmış. Şu anda dünya’da (buna Türkiye de dahil) aydınlatma tasarımcısı noktasında artan bir talep var. Buna katılmamak elde değil, ancak durumu Türkiye özelinde incelememiz gerekiyor. Bunun için de gelecek sayıyı beklememiz…

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir