Close

25/09/2019

Loco de Pera, İstanbul

Loco de Pera, İstanbul’un Pera bölgesinde sıkça rastlanan karma kullanıma sahip pasajlardan biri olan 19. yüzyıl binası Passage de Petit Champs’ın giriş katında yer alıyor. Tabanlıoğlu Mimarlık tarafından bar/restoran işlevine uygun olarak yeniden tasarlanan mekanın renovasyonunda ana amaç modern, dikkat çekici ve ilham veren bir atmosfer yaratmak ama aynı zamanda mekânın ruhunu da korumaktı.

Volta tavan ve tuğla duvarlar gibi tarihi doku bu doğrultuda korundu; bununla beraber mekânın en dikkat çekici ögesi haline gelen satine gold paslanmaz çelikten tasarlanan bar ve diğer modern iç mimari ögeler sayesinde tarihi doku modern zamanla harmanlandı. Yeni ve eskiyi harmanlayan sofistike bir atmosfer yaratmak hedefleyen Loco de Pera, ZKLD Studio tarafından tasarlanmış aydınlatmasının da katkılarıyla ziyaretçilerine sıcak, şık ve seçkin bir atmosfer sunuyor.

Aydınlatma tasarım konsepti oluşturulurken başlıca hedef, görsel konfor koşullarında kalarak mekânın mimari karakteristikleriyle bütünleşen çarpıcı ve davetkar görseller yaratmaktı. Bu doğrultuda ilk alınan karar ışık renk sıcaklıklarıyla alakalı oldu. Mekânın doğal kırmızı tuğla malzemesini öne çıkarmak amacıyla kullanılan tüm efekt aydınlatmalarda renk sıcaklığı 2200K olarak belirlendi.

Aydınlatma tasarımı kurgulanırken öncelikle mekânın gündüz/akşamüstü kullanımında restoran, gece kullanımında bar olarak işleyecek olması tasarımı şekillendiren ana parametre oldu. Bu türlü karma sayılabilecek işlevli mekânda aydınlığın niceliği ve niteliği bakımından farklı gereksinimler bulunacağından; sabit-değişmeyen yüksek aydınlık seviyeleri ve homojen bir aydınlığın tersine farklı senaryolara göre değiştirilebilir loş ve dramatik bir atmosfer hedeflendi.

Bu doğrultuda genel aydınlatma masalara yönlendirilmesi planlanan DMX kontrollü, 2 yönlendirilebilir başlıklı dekoratif sarkıtlar ile kurgulandı. Dekoratif sarkıtların boyları, yerleşim planları, yönlendirme açıları vb. konuları netleştirmek adına birçok mock-up çalışması tasarım ve uygulama sürecinde gerçekleştirildi. Hem odak aydınlatma olarak görev gören hem de yansıyan aydınlık sayesinde genel aydınlatmayı sağlayan bu özel üretim sarkıtlar mekâna dramatik ışık etkileri vermesi adına dar açılı spotlardan tasarlandı.

Mekânda kurgulanan efekt aydınlatmalarda ise ilk ele alınan mimari öge volta tavan oldu. Tavanın kemerli doğal tuğla malzemesini vurgulamak adına lineer aydınlatma, mekânın sağ ve sol aksından geçen havalandırma kanalları üstüne mimari tarafından aydınlatma için özel oluşturulmuş tavaların üzerlerine yerleştirildi. Bu ışık bantları sayesinde tavanın yapısı ve tarihi dokusu öne çıkarılmış aynı zamanda mekâna derinlik hissi kazandırıldı.

Normal günlerde mekânın diğer efekt aydınlatmalarına uygun biçimde 2200K renginde yanan ışık bantları, çeşitli özel gün ve organizasyonlara da hizmet edebilmesi adına RGBW olarak seçildi. Farklı gösteri ve senaryo gereksinimleri ve yılın çeşitli zamanlarında değişecek gün ışığı seviyelerinden kaynaklı gündüz kullanımı da göz önünde bulundurularak; tüm aydınlatma sistemi hızlı senaryo değişimlerine cevap verebilmesi adına DMX kontrollü olarak tasarlandı. Oluşturulan senaryo kontrollerinin kontrol masası, müzik sistemi ile eş zamanlı çalışabilmesi adına DJ kabini içerisinde yerleştirildi.

Aydınlatma tasarımının odaklandığı bir başka mimari öge ise merkeze konumlandırılmış bardı. Bar ve oturma alanlarını vurgulamak için yalnızca endirekt aydınlatma fikri kullanıldı. 2200K lineer flex LED şeridin bar tezgâh altı ve süpürgelik detayında çevrelenmesi, eğrisel formlu yapının sınırlarını ön plana çıkardı ve mekânın merkezinde tüm dikkat çekiciliğyle konumlandı. Tezgâh içi hazırlık alanında kullanılan lineer flex LED aydınlatma; gerekli aydınlık seviyesini sağlamak adına 3000K olarak seçildi. Bu seçim hem işlevler arasında ayrımı vurgulamış hem de tüm bunların yanı sıra aydınlatmada yaratılan sıcak-soğuk kontrastı ile tekdüzelikten çıkılıp dinamik bir atmosfer yaratılmasına katkı sağladı.

Bar üzerinde bulunan ve sınırlarını vurgulamak adına bar formunda tasarlanan asansörlü neon aydınlatma da bu sıcak soğuk kontrastı etkisini güçlendiren ve mekâna dinamizm katan bir başka unsur oldu. Açık şişelik sisteminde mimari ile birlikte çözüme gidilerek tasarlanan endirekt raf aydınlatmaları ve bununla beraber tuğla duvarlardaki kemerleri vurgulamak adına kemer nişlerinin altındaki denizliğe yerleştirilen gömme LED spotlar aydınlatmalar mekana değer ve zenginlik katan diğer aydınlatma çözümleri oldu. Bu uygulamalar, etkileyici bir atmosfer yaratılmasına katkı sağlarken aydınlığın aşağıdan yukarı yönlü kullanımı sayesinde görsel konfor koşullarını da olumsuz etkilemedi.

Kısacası; gerek işlevi bakımından gerekse de vücut bulduğu mekânın mimarisi anlamında gündüzle geceyi, yeni ile eskiyi, geçmiş ile modern zamanı, harmanlayan mekânın aydınlatma tasarımı da her duruma cevap verebilen bütüncül tasarım anlayışıyla Loco de Pera’ya değer katmakta ve mekân ziyaretçilerini bu göz alıcı harmanın bir parçası olmaya davet etmekte.

Projeye katılanlar:

Mimari:  Tabanlıoğlu Architects

Aydınlatma tasarımı: ZKLD Studio

Fotoğraf: Mahta Amjadi, Emre Dörter, ZKLD Studio

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir