Close

21/11/2016

Işıkla gelen şeffaflık

grandabiFransa’nın Albi kasabasında yeni Grand Théâtre’ın gündüz ve gece görüntüsü…

Metin: Alison Ritter
Fotoğraflar: Vincent Boutin, Georges Fessy

Fransa’nın Orta Çağ’dan kalma Albi kasabasındaki Grand Théâtre, hem kentin görüntüsünü hem de kültürel etkisini değiştirdi. Bina görsel anlamda, içinde sergilediği kadar dramatik bir görüntüye sahip. Eski kentin dışında kalan yapı, büyüleyici bir mimari sembol olarak tüm heybetiyle duruyor. Yapı, görsel sanatları ve bunlardan doğan yaratıcılığı çevrelemek ve geliştirmek için tasarlanmış ve donatılmış. Tiyatronun ve de tiyatro için geliştirilen aydınlatma tasarımının varlığı, yine de mütevazı ve insani boyutlarda kalıyor ki böylece küçük Orta Çağ kentini eşsiz bir şekilde tamamlayarak oraya uyum sağlıyor.

grandabi2Güney Fransa’da bulunan bir kasaba olan Albi, 2010 yılından beri Unesco’nun dünya kültür mirası listesinde ve aynı zamanda Toulouse Lautrec’in doğduğu şehir. İlk yerleşimlerin, doğrudan kasabanın içinde Tunç Çağı’ndan (Hz.İ.Ö. 600 ile 3000 yıl) olduğu biliniyor. Yeni bir binanın inşaatı çok kapsamlı planlama gerektirdi. Yapının bulunacağı yerdeki hassas tarihi dokunun dikkate alınması gerekiyordu. Kent planlaması açısından bu yer, tiyatronun bulunduğu Place de l’Amitié entre les Peuples, bahçeler ile Place Lapérouse ve sanatçı Jepee Heint tarafından kısa bir süre önce tasarlanan çeşmenin olduğu yerde. Grand Théâtre, kasaba için yeni bir kültür merkezinin oluşturulmasını hedefine koyan “Cordeliers-Projesi”nin önemli bir parçası. Yeni tiyatro 900 kişilik büyük salona, 250 kişilik oturma kapasiteli deneysel bir alana, ofislere-lojistik yerlere, fuayeye ve bir restorana sahip. Ayrıca kültür merkezinde sekiz gösterim salonlu bir sinema merkezi ve binanın altında otopark da bulunuyor.

grandabi3grandabi4Kültür merkezi Grand Théâtre’a, etrafına inşa edilmiş bir dizi kamuya açık meydandan erişilebiliyor. Bu meydanlar katedralden Rochegude Park’a kadar yaya yolu ile erişilebilir konumda. Kültür merkezinin bir parçası olarak bazı önemli binalar tanımlandı. Bunların arasında çok iyi korunmuş olan Athanor sinema binası da var. Bina, yeni sinema merkezine giriş sağlamak için restore edildi. Giriş bölümü buz dağının sadece görünen kısmı ve büyük bir fuayeye sahip. Yakında burada mağazalar, sokak seviyesinde bir kafe ve zemin katta sinema salonları da hizmet verecek. Bu projeyle halka açık meydan hem açık kalıyor hem de kasabanın diğer aktiviteleri için de hazır oluyor.

grandabi5Tiyatro, kasabanın görüntüsünün tamamına çok iyi bir şekilde uyan kompakt bir yapı. Meydana açılan bina cephesi, kasabaya bakan büyük bir pencere gibi tamamen cam kaplı. Bina betondan yapılmış ve tuğla kaplı. Binanın dış kılıfını oluşturan bakır renkli paslanmaz metal kafes etkileyici bir görüntü oluşturuyor. Yelkene benzer öne doğru asılı cephe, görüntü olarak, renkli kum taşı kaplı diğer binalara uyum sağlıyor. Kasabada bu tarz uygulamalar yoğun ve günün belli saatlerinde bu malzeme, güneş ışınları altında sıcak bir ışık veriyor. Metal kafes ışığı yansıtıyor ve filtreliyor. Böylelikle tiyatroya, onu kasabanın görüntüsünden koparmadan, güneşten koruma katmanı sağlıyor.

grandabi7Proje çok çeşitli kullanım ve işlev barındırdığından; mimarlar bütünsel bir aydınlatma tasarımında karar kıldı. Buna göre uygulanacak armatür sayısı az tutuldu. Konsept dört ışık bileşeninden oluşuyor: Yol yönlendirme, genel aydınlatma, işlevsel aydınlatma ve heyecan verici bir ortam yaratma.

grandabi8Projede uygulamaya alınacak ihale ile belirlenen teknik armatürler istenilen nitelik ve kalıcılığı sağladı. Ancak kültürel etkinlik mekânının atmosferi ile uyumlu olabilmeleri için üzerlerinde değişiklikler yapıldı. Ortama uygun renk, aksesuar ve projeye özgü montaj çözümleri sayesinde armatürler göze çarpmıyor. Fuaye tek istisna alan. Çünkü burada düz bir çizgide flüoresanlar (T5) tavandan aşağı doğru sarkıtılmış. Bunlar, alanı tanımlı bir daire veya birbirine kaydırmalı sıra ile konumlandırılmış. Buna göre kablolar da görünür şekilde ve uygulamada sağlam, daha az görünür bir sahne tekniği kullanıldığına işaret ediyor. Ancak, buradaki uygulama başarısız bir deneme, çünkü flüoresanlar ve (ileri) sahne tekniği maalesef tek bir paydaya getirilemiyor. Işık yoğunluğunu azaltmak için ışık raylarını gereken şekilde değiştirmek ve dim edilebilir hale getirmek konusunda yapılan teknik değişiklikler de durumu değiştirmiyor.

grandabi9Tiyatro, performans sanatlarına adanmış bir yerdir. Bu projede metal buharlı lambalar ve simetrik optikler ile donatıldı. Kamaşmayı önleyici kapaklar, özel ışık renkleri ve özel geliştirilmiş bir bağlantı ile IP 65 projektörler gibi teknik armatürler de sahnede kullanıldı. Armatürler zemine monte edilerek izleme salonunun dolaylı aydınlatmasını veya tavandan, gruplar şeklinde asılarak genel aydınlatmayı sağladı. Bu armatürler teknik özellikleri ve biçimleri nedeniyle seçildi.

grandabi10İzleme salonlarındaki duvarlar genel olarak koyu renkte tutuldu. Böylece sahne aydınlatmasının daha belirgin olması sağlandı. Işık lekeleri oluşturmadan siyah alanlar için ışığı tasarlamak çok karmaşık bir iş. Ana izleme salonundaki duvarlar siyah boyalı ahşap paneller ile kaplı. Bu halleri ile doğrudan, Albi için tipik olan, ateş tuğla kaplamalarla bir ilişki kuruluyor. Ahşap paneller mağara içinde hissi veren kayalıklı bir alan yaratmak için kullanıldı. Bu etkiyi daha da öne çıkarmak için duvardaki bazı panellerin arasına ışık rayları yerleştirildi. Ortaya konan basit ancak etkili aydınlatma çözümü, mimari ile çağdaş tasarımın kombinasyon başarısını gözler önüne seriyor.

grandabi11Asıl görev, kasabanın arka plan görüntüsünü ve atmosferini değiştirmeden, Albi kasabasının merkezinde gerçek bir kültür merkezi oluşturmak için iyi tasarlanmış yeni bir tiyatro inşa etmekti. Bu nedenle bilinçli olarak binanın karanlıkla birlikte kendisini öne çıkartacak bir aydınlatma konsepti geliştirilmedi. Işık içeriden dışarı doğru yansıtıldı. Bu şekilde bina adeta bir fenere dönüşüyor. Hem göze çarpan yapısı ile hem de çevresi açısından sade ve insana odaklı bir varlık olarak ortaya çıkıyor. Binanın dış kaplamasını oluşturan metal doku eski kasabanın merkezinde “gizemli” görünüyor. Gün içinde bina cephesindeki yelken, içerisini göstermiyor ancak geceleri şeffaflaşıyor. Bina cephesinin sıcak renkleri koyu sarıdan kırmızı portakala kadar uzanıyor ve geceleri renk filtresi görevi yapıyor. Gündüzleri güneş ışınları tiyatroyu bu renk paleti üzerinden aydınlatıyor ve ışığın ruhuna ait özelliğini veriyor. Mimari ve ışık bir bütün haline geliyor. Binanın dış görüntüsüne bakıldığında ilk akla gelen kelime “sıcacık” oluyor. Kullanılan malzeme bu sıcak renk etkisini yaratıyor. Aynı etki fuayedeki bronz renkli silindirle sağlanıyor. Burada Tunç Çağı’ndan kalma ilk buluntulara atıfta bulunuluyor. Buluntular, gündüz ve gece oluşan sayısız yansıma ile algıları zorlaştırıyor. Bu da en azından büyük bir referans olabilir ancak planlama ekibinin bu bağlantısı bilinçsiz, ve hatta güzel bir tesadüf şeklinde oluşmuş. Fuayedeki aydınlatma aynı sıcaklığı veriyor ve fener etkisi yaratıyor. Sadece izleme salonundaki aydınlatma soğuk beyaz. Ancak buradaki aydınlatma da koyu duvarlara uygun ve tiyatro ziyaretçisinin kıpkırmızı koltuklar üzerinde perde açılmadan önce “dikkat” kesilmesine katkıda bulunuyor.

Projeye katılanlar:

İşveren: Albi Belediyesi, Albi/Fransa
Mimarlar: Dominique Perrault Architecture, Paris/ Fransa
Yerel mimarlık ofisi: Christian Astruc Architects, Gaillac/ Fransa
Aydınlatma tasarımı: Gaëlle Lauriot-Prévost
Işık tekniği: Jean-Paul Lamoureux
Üst yapı: VP Green
Makine yapım: ETCO
Tiyatro salonu tasarımı: Changement à vue
Akustik: Jean-Paul Lamoureux

Uygulanan ürünler: Sammode

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir