Işığı görmek: Sokak aydınlatmalarında LED revizyonu
Honolulu Şehir Konseyi Bütçe Komitesi LED aydınlatma projesi üzerine yeni bir rapor üzerine düşünüyor. Çünkü bu proje hakkında halkın aklında olan soruların cevaplanması gerekiyor.
Honolulu Belediye Başkanı Kirk Cardwell ve yönetimi; Honolulu, komşu bölgeleri ve Hawaii’nin gece gökyüzü görünümünü; şehrin tüm sokak ışıklarını LED’lerle değiştirmek için hazır. Bu kararın oldukça büyük bir enerji tasarrufu getireceği ve önemli bir güvenlik gelişimi sağlayacağı öngörülüyor. Ancak LED aydınlatma üzerine yeteri kadar düşünüldü mü yoksa bu durum hafife mi alındı; bu konuda endişeler bulunuyor. Bizler bu nispeten yeni teknolojiyle elimizden gelenin en iyisini yapıyoruz fakat gelecek yıllarda pişman olacağımız negatif sonuçlar ortaya çıkabilir mi?
Şehrin LED proje planı 4000K aydınlatma içeriyor. Satış sürecinde bize söylenen bu renk sıcaklığının ay ışığı ile aynı olduğu. Bu kulağa hoş gelse de sokak ışıklarının aydan 50-100 kat daha parlak olacağını unutmamalıyız.
4000K bir LED kaynağının renk spektrumunu ay ışığı ile kıyaslarsak; LED kaynakta çok daha fazla mavi olduğunu görürüz. Eğer amacımız ay ışığına benzer bir aydınlatma yaratmaksa 2200K gibi LED kaynaklarla yola devam etmek çok daha iyi olacaktır.
Peki renk neden önemli? Mavi, tamamen korumalı armatürlerde dahi, daha fazla kamaşma üretir. Kamaşma rahatsız edici ve dikkat dağıtıcı, hatta bazı insanlar için acı verici bile olabilir LED’lerden gelen ışık kaldırımlara, sokaklara da yansır; geceleri gökyüzündeki yıldızların görülebilirliğini azaltır.
LED’ler hakkındaki bir başka endişe de sağlığımız üzerindeki potansiyel etkisidir. Mavi ışıkların vücutta melatonin hormonunun üretimini azalttığına dair ciddi bilimsel araştırma sonuçları bulunuyor. Melatonin olmadan, uyku düzeni bozuluyor, kanser riski artıyor. Yapılan bazı bilimsel çalışmalara göre; mavi ışıkların başka sağlık problemlerine de yol açtığı ve vahşi yaşam üstünde negatif etkilerinin olduğu da biliniyor. Örneğin bu riskleri öğrenen başka şehirler, aydınlatma planlarını yeniden gözden geçirdiler.
Bu risklere rağmen şehirlerde neden LED’ler kısılamıyor? Kısılabilir aydınlatmalarda elbette öncelikle ücretler yükselecektir ancak uzun vadede enerji tasarrufu sağlanır ve armatür parçalarının ömrü uzar. Bu yüzden bu olasılığa da yakından bakmamız gerekir.
Uzun ömürlü olabilmek için LED’ler hava akışına ihtiyaç duyar. Ancak verilen tasarımlarda camlı lenslerin kullanılacağı belirtiliyor. Bu durumda verilen tekliflerde başka özellikler de düşünülmeli mi?
Gelelim başka sorulara… Neden örneğin bu projenin maliyeti hakkında konuşmuyoruz? Kuşkusuz şehrin bazı uygun projeksiyonları mevcut. Aksi takdirde bu kararın mantıklı olup olmadığını söyleyemezdik. Biliyoruz ki RFP’lerin hazırlığı adına 80.000 dolarlık bir bütçe hazırlandı ve LED’lerin yerleştirilmesiyle birlikte HECO’dan yaklaşık iki milyon dolar alındı. Peki yıllık 3 milyon dolarlık bir tasarruf için neyi takas edeceğiz?
Garanti süresi yeteri kadar uzun mu?
Son yasalar ve kurallara göre RFP eski sokaklarımızın dönüştürülmesine ihtiyaç duyuyor. Ancak tesislerimizde ve belediyelerimizde bir dönüşüm olmadığına ve hala yüksek basınçlı sodyum lambaların yakıldığına göre acaba depolarımızda LED armatürlerle kalakalmamız mümkün olabilir mi?
Tekliflerle ilgili sorulara baktıktan ve bazı araştırmalar yaptıktan sonra cevaplardan daha çok “sorularla” karşılaştım. Benim bakış açıma göre, halkla konuşarak şehir hakkında daha fazla bilgi alınmalı.
Şehir Konseyi Bütçe Komitesi, bu konuyu oylamaya sunacak. Bu çözüm oylamasında LED dönüşüm projesi hakkında şehir mensuplarından bir rapor istenecek. Bu kesinlikle doğru yönde atılan bir adım. Bizler aynı zamanda, burada bahsettiğim endişeleri de içeren, gece gökyüzü görünümünü koruyan bir aydınlatma yönetmeliği üzerine de düşünmeliyiz…
Haber: Natalie Iwasa
Haber kaynağı: http://www.civilbeat.com/2015/08/seeing-the-light-citys-led-project-needs-revisions/