Hikâye Anlatmak…
Roma’da iki proje. Tarih ve dijital aydınlatma ile anlatıma yepyeni bir tarz getiren hikâyeler.
Metin: Paula Negrut, Joachim Ritter
Fotoğraflar: Augustus Evi: Linea Light Group,
Roma İmparatorluk Forumları: Frieder Blickle
Yüzyıldan fazla bir süreden beri bilinçli olarak tasarlanan mimari aydınlatmanın potansiyelinden her geçen gün daha çok faydalanıyoruz. Bunu sağlayan, suni ışığın keşfi oldu. Mimari aydınlatma işlevsel olarak veya mekân ve yapıları geceleri daha rahat algılattırmak üzere geliştirildi. Ancak dijital ışığın keşfinden beri artık bunu profesyonel, anlaşılır, noktasal olarak yapma ve hatta anlatmanın yeni bir şeklini bulma imkânımız var.
Uzman olmayanlar için görev belli ancak bilinçli olarak tasarlanacak bir aydınlatma çözümü için gerekli yetkinlikler ve yetenekler giderek daha karmaşık hale geliyor. Işığın sadece aydınlatır değil, gizlemesi, süslemesi, çekici, uyarıcı, bilgilendirici, etkileyici ve heyecan verici olması gerekiyor. Roma’da iki somut proje karşılaştırmasında; ışık ile Roma antik şehrinin kalıntılarının iç içe geçmiş hikâyesi anlatılıyor ve sonra tekrar yok oluyor. Roma’da gerçekleştirilen PLDC 2015 etkinliği kapsamında yapılan moderatörlü bir tartışma esnasında katılımcılar, bir aydınlatma tasarımcısının sanat eserlerini ve tarihi binaları tasarlarken büyük sorumluluk üstlendiği sonucuna vardılar. Üç boyutlu bir mekânı anlamak ve mekânı aydınlatılmış hali ile hayal etmek aydınlatma konsepti gelişiminin bir unsuru. Bu sadece “çalışma alanı üzerinde 500lx” fikrine dayanmıyor. Aydınlatma tasarımcısı sadece rakamlara göre tasarım yapmıyor, aksine geçmiş olaylara dayanan bir sahnenin yorumunu aktarmak için tasarlıyor. Antik yapıların aydınlatma tasarımı, özellikle geometri ve tarih üzerine kuruluyor. Bundan daha disiplinler arası bir çalışma olamaz.
Aydınlatma tasarımcısı olarak çoklu disiplinlerden oluşan ekiplere dâhil olmaktan korkmamalıyız. Bu PLDC 2015’in en önemli deneyimlerinden biri oldu. Antik çağın ve Rönesans’ın sanatçıları aynı zamanda teknisyen, filozof, konuşmacı, mimar, matematisyen ve saat yapımcısıydı. Aydınlatma tasarımcılarının da performanslarının kapsamı açısından aynı şekilde ilerlemeleri gerekir. LED ışığı modern ışık tekniğinin mucize çocuğu ve bu nedenle neredeyse her yerde uygulanıyor. En çok da enerji tüketimi ve ışık verimi arasındaki başarılı performansı açısından. Kuşkusuz güneşin tayfı ile akkor lambanın tayfı (19. yüzyılın küçük güneşi) ile karşılaştırıldığında bir uzlaşı sağlanması açısından LED, çok daha iyi sonuçlarıyla, dekoratif aydınlatma, sanayi aydınlatması ve dış alan aydınlatması için konulan çalışma şartlarına uygun. PLDC’nin iki arkeolojik yere yaptığı gezi, LED’lerin anıt aydınlatması konusundaki performansı ve tasarlanan ışık ile kültürel yerlerin planlama açısından yorumlanmasında, deneyimlerden bir değerlendirme yapmak açısından mükemmel bir fırsat sundu.
Augustus Evi ve Diocletianus Banyoları
Kral Augustus ve eşi Livia’nın evine gezi, çok yağmurlu bir günde yapıldı. Aydınlatma tasarımcıları Carolina de Camillis ve Ricardo Fibbi’den, tarihi villalarda mümkün olduğu kadar otantik bir ortam yaratmak için ışığı tanımlamaları istendi. Bu sadece, kısmen muhafaza edilmiş duvarların aydınlatılması olmayacaktı. Hedef, kalıntıları olduğu şekilde öne çıkarmak değil, eksik olanı tamamlamak için ışığın kullanılarak kraliyet residansının görkemini ve zenginliğini taklit etmek ve ziyaretçinin bakışını kalıntılardan uzaklaştırmaktı.
Renovasyon çalışmaları 2014 yılında tamamlandı. Sonra aydınlatma konsepti uygulandı. İstenilen efekti sağlamak için projektörlerin yerleri belirlendi. Tam olarak planlanan ışık dağılımı ve ikna edici ışık renkleri Ra80 renk geri verim indeksi sağladı. Bugün artık CRI 80 ve CRI 90 arasındaki farkı görmek neredeyse mümkün değil. Bu tür renk geri verim indeksleri modern teknolojiler ile çok rahat sağlanabiliyor. Ancak mimarinin, elektrikli ışığın keşfi ile biraz içe doğru döndüğünü ve gün ışığından uzaklaştığını unutmamak gerek. Roma antik kentini; kendi şehirlerinde, tapınaklarında, villalarının geometrilerinde mükemmel bir şekilde gün ışığını kullanma kapasitesine sahip mimar ve kent planlamacılarından miras aldık. En mükemmel gün ışığı şartlarının bulunduğu enlemde dahi… Aydınlatma tasarımının tüm alanlarında, bugünün LED teknolojisinin de karşılaştırılacağı ideal ışık budur.
Augustus evindeki koridor, kütüphane ve Villa di Livia’nın giriş bölümü için aydınlatma tasarımcıları daha çok doğal etki eden, soğuk beyaz bir ışık rengine karar verdiler. Çünkü bu alanlar sütunlu salondan daha çok gün ışığı alıyordu. İç mekânlardaki freskler ise sıcak beyaz ışık ile aydınlatıldı. Villa di Livia içindeki kubbeli odalarda özel olarak bir sarkıt geliştirildi. Sarkıt, küçük, sade ancak şık, kamaşmayı önleyen projektörler ile donatılmıştı. Sıcak beyaz ışık, fresklerin güçlü renklerini ve mermer üzerinde oyulmuş desenleri öne çıkartıyor. Ayrıca bu antik dünyanın imparatorlarının şaşaalı ve sanata bağlı yaşam tarzlarını hatırlatıyor. Hafif bir dramaturji ile desteklenen aydınlatma tasarımında ilk hedef, istenilen ortamı oluşturmak için ışığı mümkün olduğu kadar hassas bir şekilde kullanmaktı.
Aydınlatma tasarımcıları Carolina de Camillis ve Ricardo Fibbi’nin bir başka projesi olan Diocletianus Banyoları hem müze müdürleri hem de aydınlatma planlamacıları için farklı bir zorluktu. 298 ile 306 yıllarında inşa edilen etkileyici tesis Roma’nın, zamanının en büyük ve en güzel banyolarından biri. Hedef, mimariyi tamamıyla ilk haline dönüştürmek ve tekrar oluşturmak değildi. Bu yüzden bina bugün tamamen farklı görünüyor. Bina cephesine esneklik ve ritim veren sütun, arşitrav (baş taban) ve heykellerin çok azı bugün ayakta. Aydınlatma tasarımcılarının ışıklandırdığı ve bugün mimariden görünen ise çoğunlukla yapı malzemesi: Artık açığa çıkartılan orijinal kiremit tuğlası ve pencere aralıklarındaki dekoratif ızgara yapısı ile belli bir anıtsal sanayi karakteri geliştiren kızıl renkte kalıntılar. Dışarıdan görünmeyen bağlantılar ve çelik iskeleler; sütun başlıklarını, heykellerin başlarını, binanın doğru yerlerine tekrar yerleştirilemeyen fakat kulis içinde başka bir yere yerleştirilen kemerleri destekliyor. Lambaların yerleşimi kültürel alanın bugünkü gerçekliğini öne çıkartıyor. Geniş alanlı aydınlatma, duvar dokusunun sıcak, pürüzlü yüzey yapısını vurguluyor. Üstelik kemerlerin iç yüzeyleri ışık ile heyecan verici ve teatral bir etki yaratıyor.
Banyoların arkeolojik açıdan belgelendirilen kısmı görülmeye değer. Havuzun zemini mermerle kaplanmış, gizemli bir mavi renkte ışıldıyor. Restoratör ile müze müdürü arasındaki yüzyılı aşkın anlaşmazlığın ilginç efekti, LED projektörler ile oluşturuluyor. Arka plan: Bir ışık testi esnasında bazı ziyaretçilerin olumlu tepki göstermesi ile müze yönetimi, tarihi anıt için havuzdaki suyun yoğun mavi LED ışığı ile yeniden yorumlanmasının yanlış olmayacağına, heyecan verici ve canlandırıcı bir paradoks oluşturacağına ikna oldu. İşveren ve aydınlatma tasarımcıları arasındaki iyi bilgi alışverişi, anlayış; ayrıca sanat tarihi ve teknoloji arasındaki anlayış tüm bunların yapılmasına olanak sağladı.
Projeye katılanlar:
Proje: Augustus Evi ve Diocletian Hamamları
Aydınlatma tasarımı: Carolina de Camillis ve Ricardo Fibbi
Ürün ortağı: Linea Light Group
Augustus’un Evi: Camal | Impuls | Xenia | Fled-E
Livia’nın Evi: Silicon Hi-Flux | Sial