Close

30/10/2018

Hellerup Lisesi, Kopenhag – Danimarka

Danimarka’nın Kopenhag kentindeki Hellerup Lisesi için çok amaçlı salon

Metin: Sonja Kiekens, Alison Ritter
Fotoğraflar: Jens Lindhe

Mimar Bjarke Ingels, bir zamanlar okuduğu Hellerup Lisesi için biraz oyuncul bir yaklaşımla yeni bir bina tasarladı. Yerin altındaki yapının hafif kubbeli çatısının şekli, hentbolda atılan bir topun uçuş rotasının matematiksel formülü ile hesaplandı. Yerin altında bulunan çok amaçlı salonunun çatı şekli için Bjarke Ingels ve ekibi, balistik büküm formülünü kullanırken aynı zamanda eski matematik öğretmenlerini de yad etmiş oldular. Yapı, bir köstebeğin kazdığı deliği andırır şekilde okulun avlusundan dışarı çıkıyor, sosyal etkileşimi destekliyor, doğal ve suni ışığın etkisini kullanıyor.

Okul zamanında yaşama bakış, ev ödevleri ile ilgili olmayan her şeye odaklanır. Sosyal çevrede olup bitenler bir sonraki matematik sınavından daha önemlidir. Özellikle öğrencilerin sosyal etkileşimleri açısından okul avlusu, her zaman iletişimin merkezi ve de öğrencinin okulu ile kimlik kazandığı bir yer olmuştur. Okul, öğrencilerin ihtiyacını ne kadar çok karşılarsa öğrenci kendisini o kadar okulu ile özdeşleştirecek ve bu sayede okul daha çok öğrenci kazanacaktır.

Hellerup Lisesi’nin eski okul avlusu günümüzde halen görülmekte olan gri, gri ve tekrar gri renkli avlu ortamına sahipti. Işık alıyor muydu? Tabii ki avluda doğal ışık vardı ancak, yaz aylarında bile ışıktan uzakta duvarın gölgesinde kalma tercih ediliyordu, çünkü her zaman yapılacak gizli saklı bir şeyler olurdu. Pırıl pırıl güneş ışığında dahi avlunun büyüklüğü hiçbir zaman kullanılmazdı. Avlunun ortası hep boş kalırdı. Bu durum Bjarke Ingels’e de tanıdık.

Ingels, Hellerup Lisesi için ilk bakışta çok amaçlı yeni bir salondan fazlasını tasarladı ve salonun konumu ve şekli ile yepyeni bir avlu peyzajı oluşturdu. Sosyal, fen ve beşeri bilimler alanına verdiği ders ağırlığı ile Hellerup Lisesi, okul avlusunu çevreleyen, 50’li yıllardan kalma, sarı ateş tuğlalı yapısı ile göze çarpıyor. 1894 yılında kurulan okulda halen 900 öğrenci okuyor. Spor tesisinin yetersizliği ile yeni çok amaçlı bir salon ihtiyacı doğdu. Bu ek olanak ile üniversite öncesi eğitim için yeni öğrenciler kazanılacaktı. Yeni çok amaçlı salonun, esnek ve kalıcı olması, özellikle spor dersleri ve mezuniyet törenleri gibi okul etkinliklerine uygun olması istendi.

Bjarke Ingels Grubu (BIG) salonun okul avlusunu çevreleyen bina kompleksinin dışında konumlandırılmasına karşı çıktı. Çünkü, bu şekilde öğrenciler okul alanında çok dağınık bir konumda olacaktı. Grup, yeni salonun, lisenin mevcut binaları arasında bir bağlantı sağlaması ve aynı zamanda öğrenciler için bir buluşma noktası olarak tasarlanması fikrini ortaya attı. Böylece 1100 m2 büyüklüğündeki salon alt katta yer alan bir kantine doğrudan bağlantı ile yerin altına yerleştirildi. Salon duvarları bilinçli olarak alçak tutuldu. Yerinde dökme betonun herhangi bir rengi yok, zemin ise masif dişbudak ağacından yapılma.

Asıl göze çarpan, çatı. Danimarka’nın ulusal sporu olan hentbolu oynayabilmek için 7 m yükseklikte bir tavana ihtiyaç var. İnşaat açısından salonu 5 m’den daha aşağı doğru konumlandırmak mümkün olmadığı için tek çözüm tavanı yükseltmek oldu. Mimarlar bu zorunluluğu kullanarak spor salonunun tavanını orada yapılan aktivitelerin dinamizmine göre tasarladılar ve aydınlattılar. BSH ile sağlamlaştırılan hafif dalgalı çatı, Ingels’in, eski matematik öğretmenine de bir selamı.

Tavanın eğrisi hentbolda atılan bir topun uçuş hattının matematiksel formülü ile oluşturuldu. Kirişlerin arasına yerleştirilen sade flüoresanlar BIG tarafından bu salon için geliştirildi. 3 mm kalınlıklı, kırılmaya dayanıklı berrak Polikarbonat ile kaplı flüoresanlar balistik eğriyi öne çıkartıyor ve tavan kirişleri boyunca ışık lekelerinden düzenli desenler oluşturuyor. Her bir kirişin yüksekliği ve bunların arasındaki mesafe de orantılı olarak ışık dağılımını belirliyor.

Çatıda, sertleştirilmiş bir camdan yapılmış dar bir kenardan salona gün ışığı giriyor. Bu noktada suni ışık ile gün ışığı karşılaşıyor ve büyüleyici bir ışık görüntüsü oluşturuyor. Tavan, mekân içinde bir peyzaja dönüşüyor, dalgalar birbirini takip ediyor, sınırsız enerji salondaki eylemleri yansıtıyor. Bilinen “Biçim işlevi takip eder” prensibi için iyi bir örnek mi? Kurallara bakılırsa bu aşırı bir yorum olurdu. Bu tür bir efekt “sadece” dekoratif, önemli bir enerji tasarrufu veya ışık verimi ile öne çıkmıyor. Aynı zamanda oluşturulan ışık ortamı ile, neredeyse penceresiz bir mekândan beklenmeyecek derecede bir hafiflik duygusu yaratılıyor.

Bir spor salonu için bu ortam eşsiz. Salonun sıcaklığı, salonun etrafındaki binaların çatılarına stratejik olarak yerleştirilen güneş panelleri ile sağlanıyor. Her ne kadar tasarım ikna edici olsa da, ışık kaynağı seçiminde iyi düşünmek gerekir. Çok amaçlı salonlar için tercih edilen ışık kaynağı, halojen metal buharlı lambalar. Bu tür salonlarda tavandaki flüoresanların değiştirilmesi de tipik problemleri beraberinde getiriyor. Işık renkleri zamanla değişiyor ve yeni bir lamba eskisine göre farklı oluyor. Yaklaşık 100 lambada, bakım yapan görevli zamanında işlem yapmaz ve dikkat etmez ise uzun vadede bu durum tasarımı etkileyecektir.

Her şeye rağmen, her tasarımın kendine göre sıkıntıları olabilir. Salonun bugünkü görüntüsü ile içinde olmak büyük keyif veriyor. Çok güzel ve tam gençlerin istediği gibi. Kendine özgü görüntüsü ile hafif bir dalgayı andıran ahşap konstrüksiyon dışarıdan bakıldığında okul avlusunun toprağından yukarı doğru yükselen bir köstebek yuvasına benziyor. İşlenmemiş meşe ile kaplı suni tepe, grup çalışmalarından açık havada toplantılara kadar sayısız etkinliğin buluşma noktası olarak planlanmış. Bilimsel veriler öğrenme için gün ışığından daha iyi bir ışık olmadığını kanıtlıyor.

Kuzey Carolina Eyaletindeki Johnston County Okullarının odaları güneye bakıyor ve henüz doksanlı yıllarda daha fazla gün ışığı alan okul için şöyle gözlemler yapmak mümkün: Öğrencilerin bağışıklık sistemleri güçlendi (Yıl bazında hastalık nedeniyle okula gelmeme günleri 3 veya 4 gün daha azaldı), daha az diş çürümesi, kütüphanede daha az gürültü ve çok daha neşeli bir ortam görülüyor.

Heschong Mahone Grubu’nun araştırmaları gün ışığı seviyesi ile öğrencilerin okuma ve matematik testlerinde aldıkları notlar arasında önemli ilişkilerin olduğunu kanıtladı. Bunun yanı sıra Danimarka gençleri daha fazla dışarıda bulundukları için bedenleri iklim, gün ve mevsimlere çok daha iyi uyum sağlıyor. Özellikle bedenin baştan aşağı “tamamen yeniden ayarlandığı” yaşlarda sağlıklı ve doğal büyümeyi destekleyecek şeylerin tercih edilmesi büyük önem taşıyor. Çözümün tamamı için ilk gün ışığı araştırmaları, spor salonu konusunda mühendislik ofisi Grontmij tarafından gerçekleştirildi. Ancak araştırmaların sonucunda bir uygulama yapılmadı.

Spor salonu gün ışığını sadece tavandaki çatı pencerelerinden alıyor. Mimarlar, tavanda daha fazla pencere olmasını istemediler. Böyle bir çözüm ile spor dersi ve diğer etkinliklerde rahatsız edici kamaşmaları engellemek için ayrıca bir güneşten koruma sisteminin uygulanması gerekecekti. Gün ışığı tasarımı ayrıca son derece karmaşık ve baştan bütçelenmesi gerekiyor. Ahşap konstrüksiyon üzerinde oluşacak ışık efektleri tesadüfen gün ışığının akışı içinde ortaya çıkacak ve tamamlayıcı suni ışık uygulamaları ile ortadan kaldırılmaları gerekecekti.

Tüm bu argümanlar gözetildiğinde bu tür bir mimaride kapsamlı bir gün ışığı konseptinin uygulanması anlamsızdı. Gün ışığının içeri giren küçük bir kısmı daha çok güzel bir tamamlama olarak görülüyor ve ışık, ortam için büyük önem taşımıyor. Gün ışığını kullanıp kullanmama konusu bu projede örnek bir biçimde tartışılabilir. Okulun avlusunda çatı ile oluşan tepe, öğrencilere ders olmayan saatlerde sosyal etkinlik alanı olarak görev yapıyor.

Diğer binalarla çevrili olan tepe tüm olayların ortasında yer alıyor. Öğrenciler bu tepeden olan bitene bakabiliyor, birlikte bir şeyler yapabiliyor ve çevreyi izleyebiliyor. Herkese açık olarak tasarlanan bu alan, günün ilerleyen saatlerinde de çekiciliğini kaybetmiyor.

Oturaklara entegre edilen LED’ler akşam üstü ve gece saatleri için tek ışık kaynağı. Çelikten üretilerek emaye kaplanan sandalyelerin yanında, tepenin diğer tarafında “skateboard” kullanıcılara yönelik daire biçimli bir çelik bank bulunuyor. Genelde, en son dersten sonra hemen okuldan dışarı çıkmak herkesin arzusuydu. Şimdiki ortam okulla bir bağ kuruyor, gençleri avluda oyalanmaya ve boş zamanlarında orada buluşmaya davet ediyor. LED’lerden gelen ışık bankın ve sandalyelerin altında gölgeler oluşturuyor. Her biri neredeyse bir heykel görüntüsüne bürünüyor. Sıcak beyaz ışığın renk etkisi hem gün içinde ve hem de geceleri gökyüzünün renklerine uyum sağlıyor. Köstebek tepesinde sakin, romantik ve sahnesel gibi farklı ışık ortamları oluşuyor.

Işık uygulaması sadece cezbedici ve izleyiciyi kendisine çeker nitelikte değil, aynı zamanda salonun iç alanında görülen hafif oyuncul fikrin de devamı. İşlevsellik ve eğlencenin başarılı bir sonucu. Okul binasının iç avlusunda yeni sosyal buluşma yeri oluşturma fikri tamamen başarılı. Yeni bir binanın konseptinden, insani ihtiyaçları tamamen karşılayan bir mekânın ifadesi olarak aynı anda iki peyzaj ortaya çıkmış. Alınan tedbirler öncesinde ne kendi spor salonu ne de iletişimi destekleyen bir avlusu olan Hellerup Lisesi, bu proje ile konumunu diğer okullara göre çok farklı bir seviyeye taşımış oldu. Bina kompleksindeki genişleme ile iyi bir reklam yapılmış oldu. Böylece öğrenci sayısı arttı ve okulun uzun vadede varoluşu teminat altına alınmış oldu.

Eğitim kurumları gelecek nesillerin hak ettiği çevreyi sunmak için yeterli finansman kaynağına sahip değil. Normlar ve kurallar, ışığı sadece yön tayini için kullanmanın yeterli olmadığına işaret ediyor. Uygun bir ışık kalitesi motive edici ve sağlıklı bir öğrenme çevresi oluşturacaktır. Tabii ki bunları söylemek kolay uygulamak zor, çünkü iyi tasarımın belli bir fiyatı var. Perakende ve ofis aydınlatması, finansmanın daha problemsiz olduğu alanlar. Aynı şekilde, güvenliğin yanı sıra gece bir ticari alanı oluşturmayı vadeden kentsel mekânların da aydınlatmasında finansman sıkıntı yaratmıyor.

Ancak, gelecek nesil ne yapacak? Genç insanların işsizlik oranının üzüntü verici rekorlar kırdığı ve aynı zamanda uzmanların arandığı bir zamanda yaşıyoruz. Olumlu ve ilham verici bir yerde iyi bir eğitim almak tüm bu sıkıntıları ortadan kaldırabilecek geniş kapsamlı bir çözüm olabilir. Bilimsel araştırmalar doğru ışık ve yeterli gün ışığının öğrencilere fiziksel ve psikolojik olarak katkıda bulunduğunu, öğrencilerin eğitimi esnasında büyük önem taşıdığını kanıtlandı. İster suni ışık ister doğal ışık, her ikisi de en iyi kalitede olmalı.

Birleşmiş Milletler’in bir girişimi olan “World Happiness Report” a (Dünya Mutluluk Raporu) göre Danimarka değerlendirmeye alınan yaklaşık 160 ülke içinde birinci sırada yer alıyor. Hellerup okulunun yeni hali kesinlikle bu sıralamanın nedeninin bir işareti.

Projeye katılanlar:
Yapı sahibi: Hellerup Lisesi
Proje mimarı: Frederik Lyng
Kreatif direktör: Bjarke Ingels /BIG Bjarke Ingels Group
İş ortağı: Finn Nøkjær
Proje yöneticisi: Ole Schrøder (Konsept), Ole Elkjær-Larsen (Konstrüksiyon)
Proje ekibi: Narissa Ladawal Schröder, Henrick Poulsen, Dennis Rasmussen, Jeppe Ecklohn, Rune Hansen, Riccardo Mariano, Christian Alvare Gomez, Xu Li, Jakob Lange, Thomas Juul-Jensen
Danışmanlık: CG Jensen (Müteahhit): Klaus Mels Nielsen, Dion Munksgaard, EKJ (Mühendislik Tekniği): Flemming Tagmose Grontmij (Gün ışığı araştırmaları): Anders Ring Petersen

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir