GRID: Epik Bir Aydınlatma Enstalasyonu
Geçen Aralık’ta, Fransa’nın Lyon şehrindeki Region of Rhone-Alpes otelinde, 150 tane LED çubuk tavandan aşağı doğru sarkıtılmıştı. GRID adı verilen bu oldukça büyük aydınlatma enstalasyonu müziği ve ışığı kullanarak epik bir gösteriye dönüşüyor.
Enstalasyonda izleyicilerin kafasının üzerinde sarkan, düzinelerce parıldayan mavi elmaslar gibi duran LED’ler, ilk bakışta hareketsiz görünüyor. Ancak sadece 1 dakika sonra onların hareket etmeye başladığını fark ediyorsunuz. Müzikle senkronize olmuş ışıklar boşlukta sanki neon bir “mırıldanma” gibi dalgalanıyor. Kuşlar yerine yukarıda dans eden ise bu kez ışıklar ve motorize LED’lerin titrek ışıltılarının sallantısı.
GRID – monumental kinetic light installation from TETRO on Vimeo.
GRID adı verilen bu oldukça büyük aydınlatma enstalasyonu ilk olarak Lyon Işık Festivali için tasarlandı. Enstalasyon, Whitevoid’ın kurucusu Christopher Bauder ve tasarım-üretim danışmanlığı şirketi Tetro’nun ortak yaratımı. Kompozitör Robert Henke’nin de katkısıyla Bauder ve Tetro tam 50 adet “yüzen üçgeni” bir LED balesine dönüştürdü.
Büyük ölçülerdeki kinetik aydınlatmalardan oluşan etkinlikleriyle tanınan Bauder: “Büyük ölçeklerdeki aydınlatmalara olan tutkumuz yapımızda var. Hareket eden objeler ve anime ışık insanların doğal merakını anında tetikliyor. GRID bizim hareket ve ışık ile ilgili en temel arzumuza dokunuyor. İnsanı içine alan sesli, görsel enstalasyonu yaratmak için; hareket ve ışığı manyetize edilmiş ses çubuklarıyla geliştiriyor. Yaptığımız tüm çalışma büyük çoğunlukla ileri teknolojiye dayanıyor. Ancak bu karmaşık makinelerle beklenmeyen insan duygularına anında ulaşmayı deniyoruz.”
GRID için Bauder motorize LED çubuklarını, tavana asılmış ve 22 metre uzunluğa erişen ızgaralardan aşağıya sarkıtıyor. Robert Henke’nin canlı müziği Bauder’ın aydınlatmasıyla senkronize oluyor ve GRID’in hareketini tetikliyor. Bauder: “Robert’ın yaptığı müziğin her zerresi ve her ses makatronik gösterimdeki görsel bir dürtüyle ve uzamsal değişimle bağ kuruyor.” diyor.
Bu durum, Ableton Live ve Kinetic Lights Software’e sahip, birbirlerinin bilgi sistemine dayanarak ve iletişim kurarak bağlantı kuran, iki bilgisayar sayesinde gerçekleşiyor. Müzik ve aydınlatma canlı olarak kontrol edilebildiğinden beri ise doğaçlamalar ve son dakika yaratıcı değişiklikler için bir oda bulunuyor. Bauder şöyle devam ediyor: “ Bu teknolojiyle rengi, hareketi ve animasyon çeşitliliklerini; müzikal derecelere verilen bağlantıları bozmadan değiştirebilirim”
GRID bu enstalasyonda gözünüze ilk takılan şey olsa da Henke’nin müziği şovun vazgeçilemez bir parçası. Sadece bir korku filmini düşünün; sesi kapattığınızda aslında korkuyu da kapatmış olursunuz. Bauder: “Ses bunu yapabiliyor. Büyük nefes alan arkaik bir hayvan hissi yaratarak, hareket eden renkli ışık grubuyla duyguları şekillendiriyor. Mekanik hareketler ve değişen ışık gözü büyülerken müzik duyguları canlandırıyor” diye konuşuyor.
İzleyiciler arkalarına yaslanarak dalgalanan üçgen formu izlerken Bauder ilişkilerimizin teknolojiyle beraber bir perspektife girdiğini umuyor ve şöyle devam ediyor: “Teknoloji bunu yaparak modern yaşamın en büyük gerçeklerinden birinin altını çiziyor: Bilgisayarlar ve makineler bizim doğal çevremizin bir parçası oldular. Bizim gerçekliğimiz doğanın ve teknolojinin karşılıklı etkileşimi. Her ikisi de gerekli ve ikisinden biri tek başına yeterli değil.”
Haber Kaynağı: http://www.wired.com/design/2014/01/watch-epic-kinetic-light-installation-dangle-audience/?cid=co17716134#slide-id-397651