Geçen üç yıl ve rakamlar
PLD Türkiye, elinizde bulunan 2007’nin bu son sayısı ile üçüncü yaşını doldurmuş bulunuyor. 2004 senesinin ekim ayı gibi çalışmalarına başladığımız dergimiz, hepimiz için anlamlı olduğunu düşündüğüm bir kararla 2005 yılı başından itibaren Türkiye’de de yayımlanmaya başladı. Geçen bu üç yılı rakamlarla ifade edersek… 18 farklı tema ile 18 sayı yayımlamışız. Bu 18 sayı içinde toplamda yurtiçi ve yurtdışından 173 adet proje, 51 adet görüş yazısı, 181 adet yeni ürün tanıtımı kendine yer bulurken okuyucularımız 0 adet “x” firmasının satış müdürü röportajı veya 0 adet “x” firmasının bayi toplantısı haberi ile karşılaşmışlar.
Bu rakamlar ışığında altını çizmek istediğim nokta şu: PLD Türkiye sektörel bir dergi değildir. Ömrünü yayımlandığı iki aya sıkıştıracak bir dergi hiç değildir. Profesyonel Aydınlatma Tasarımcıları Derneği’nin resmi yayın organı olan dergi dünyada Türkçe dışında İngilizce, Almanca ve Çince olmak üzere toplam dört dilde yayın yapmaktadır.
Klasik dergicilik yapmadan, aydınlatma tasarımcılığı mesleğinin bilinirliğini artırmak, aydınlatma tasarımının bir değer olduğunu herkese kanıtlamak ve konu ile ilgili tartışmalar için başlangıç noktası oluşturmak gibi amaçlar ile ortaya çıkmıştır. Zaten bu nedenle de yayıncı olarak bizler fotoğraflardan içeriğine, baskı kalitesinden reklamlarına kadar her noktaya önem verip belli bir çizgi üzerinde olması için özen gösteriyoruz. Ancak ve ancak yakalanan bu çizgi ile derginin ömrünü ve saygınlığını artırabileceğimizi de biliyoruz.
Bugün 2005 yılı başına göre aydınlatma tasarımcısı ile çalışması gerektiği gerçeği ile tanışan mimar, müteahhit ve sermaye sahibi sayısı arttıysa, kendine aydınlatma tasarımcısı demeye karar veren, bu konuda cesareti artan insanlar varsa, meslek ile tanışan ve ilerde bu meslek ile ilgili hayal kurmaya başlayan öğrenciler varsa, proje yayınlatmanın iyi bir pazarlama aracı olduğunun farkına varan firma sayısı ile beraber profesyonel fotoğraf çekimi yaygınlaştıysa, pazarın büyümesi ile beraber sektörde çalışacak profesyonellere olan ihtiyaç her geçen gün artıyorsa, tüm bunların sonucu kıvrak Türk zekası ve kopyala-yapıştır mantığıyla ortaya çıkan birçok başka yayın varsa tüm bunların hepsinde dergi olarak bizim büyük bir payımız olduğunu biliyoruz.
Yukarıdaki ifadeler iddialı gelmiş olabilir. Bu durumda “Şöyle bir projemiz var ve bir aydınlatma tasarımcısı ile çalışmak istiyoruz, Türkiye ve Dünya’dan önerileriniz olabilir mi?” ya da “Yazınızda okudum, Türkiye’de de bağımsız aydınlatma tasarımı danışmanlığı yapan ofisler varmış, şöyle bir projem var. Tanışmak, çalışmak isterim” diyen mimarlar, “İsveç’te aydınlatma tasarımı üzerine master yapmak istiyorum. Burs ve referans konusunda yardımınıza ihtiyacım var.” ya da “Mimarlık öğrencisiyim. Aydınlatma tasarımı ile ilgileniyorum. Derginizde staj yaparak kendimi bu konuda geliştirmek istiyorum” diyen öğrenciler, “Düzenlediğiniz seminere katıldım. Firma olarak Türkiye’den de aydınlatma tasarımcılarının yetişmesi için elimizden geleni yapmak istiyoruz.” ya da “Profesyonel fotoğraf çekimi için yardıma ihtiyacım var. Önerebileceğiniz isim var mı?” diyen firma yetkilileri olduğunu söylemem de sizleri şaşırtacaktır.
Bu noktada bu üç yılın, etkinliklerin, tartışmaların, derginin gerçekleşmesini sağlayan, ilk günden beri bizlerden desteklerini eksik etmeyen herkese, tüm dostlara teşekkür ederim. Ancak tüm bu yapılanlara rağmen daha yolun başında olduğumuzun, meslek ve sektör için yapılması gerekenler listesinin uzunluğunun farkındayım. Gerçekleştirdiğimiz iki seminer de aydınlatma tasarımı ile ilgili yapılan bu tür etkinliklerin önemini ve bu konudaki açlığı gösteriyordu. Şimdi yenilerini, hem de her seferinde yenileyerek ve yenilenerek yapmamız gerektiğini de biliyorum. Yani yapılacak çok şey var dostlar… El ele, hep beraber…