Close

29/11/2018

Gasperich Su Kulesi, Lüksemburg

Lüksemburg’un yeni simgesi olarak dokuma ışık sanatı.

İki yıl süren inşa sürecinin ardından 2018 yazında hizmete hazır hale getirilen görkemli yapı, 68,5 m yüksekliğiyle ülkenin en yüksek su kulesi. 1.000 m3’lük şaşırtıcı hacmiyle Cloche d’Or, Cessingen ve Gasperich bölgeleri için içme suyu depoluyor.

Lüksemburg, Belçika, Fransa ve Almanya’dan seyahat edenler için bir işaret noktası oluşturacak şekilde A1, A6 ve A3 otoyollarının kesişim noktasında bulunan yeni su kulesi, çevresini kuşatan endüstriyel ve ticari binalar arasında hem gündüz hem gece boyunca etkileyici görsel varlığıyla ön plana çıkıyor.

Licht Kunst Licht tarafından geliştirilen aydınlatma konsepti, dış giydirmenin renk ve dokusunu belirginleştirerek bu görünüme önemli ölçüde katkıda bulunuyor.

Fransızca şiirsel bir şekilde “chateau d’eau” olarak anılan su kulelerinin yaygınlığı, Lüksemburg altyapısına özgü bir özellik. Kuyu ve su depoları olarak tasarlanan bu yapılar, denize kıyısı bulunmayan bu dağlık ülkede içme suyu sağlıyor. Aynı zamanda bu yapılar, yerel halk ve transit yolcular için benzer şekilde yönlerini tayin ve tespit etmelerini sağlayan yön gösterici işaretler ve simgeler olarak işlev görüyor.

İçme suyu doğrudan doğal kaynaklardan çıkarıldığı ve sonrasında kimyasal arıtma işleminden geçirilmeden tüketiciye dağıtımı sağlandığı için içme suyunun mükemmel kalitesi halk için büyük önem taşıyor. Su kuleleri, yüksek miktarlarda depoladıkları temiz içme suyuna ücretsiz ulaşma olanağı sağlıyor. Dolayısıyla bu kuleler, belediyenin tüketicilere su sağlama “vaadi” olarak da düşünülebilir.

Fonksiyon ve zarafetin sentezi

Lüksemburg şehrinin hemen dışındaki yeni yerleşim bölgesi Ban de Gasperich, çok sayıda bina ve kullanım alanına ev sahipliği yapacak şekilde gelişiyor. Daha önceki araştırmalar, Cessingen yakınındaki su kulesi “Tubishaff”ın kapasite itibariyle yetersiz kalacağını ve bu nedenle yeni bir su deposu inşa etmek gerektiğini ortaya koymuştu.

Bunun sonucunda yeni kule için bir mimari yarışma düzenlendi ve 2013 yılında Esch-sur-Alzette’ten mimarlık ofisi Atelier d’Architecture et de Design Jim Clemes S.A (2017 Ekim ayından bu yana Jim Clemens Associates) yarışmanın birincisi oldu. Ortaya koydukları tasarım, fonksiyonel merkezi gövdeyi, dinamik ağ gibi görünen, düz beyaz kaplama alüminyum şeritlerle sarıyor. Bu şerit ağ, beton duvarı yaklaşık 50 cm’lik mesafeyle sararak örtüyor.

Soğuk beyazın yarattığı duruluk ve canlılık

Kulenin alttan yapılan aydınlatması, yapının giydirmesine yumuşak bir parıltı örtüsü katarak tüm yüzey ve boyutlarının açığa çıkmasını sağlıyor. Tasarım konseptinde ışık rengi önemli bir rol oynuyor.

Soğuk suyla ilişkilendirilen ferahlık çağrışımı, tüm kavramsal tasarım anlayışlarının başlangıç noktasını oluşturuyor. Bizlerin kültüründe beyaz, saflığı ve saf doğallığı simgeliyor. Dolayısıyla bu gerçeklik, binanın dokuma dış cephesini gece 6500K soğuk beyaz ışıkla aydınlatma fikrine yol açtı.

Su kulesi, ışık spektrumundaki artırılan mavi oranının (görünüşteki parlaklığından ziyade oluşturulan renk itibariyle) yarattığı ham duruluğu sayesinde çevresinde hakim olan sıcak aydınlatmayla hoş bir kontrast oluşturuyor.

Aydınlatma için kullanılan LED projektörler, RGBW çiplerle donatıldı. Programlanmış senaryolar sayesinde, standart “anlamlı” beyaz aydınlatmanın yanı sıra monokromatik ve renkli ışık senaryoları, geçişli renk değişimleri veya ışık animasyonları elde edilebiliyor.

Eş merkezli ışık halkaları

24 LED projektör, kulenin etrafında üç farklı mesafede kademeli ve eş merkezli olarak sıralanıyor. Yapıya en yakın olan iç armatür halka, su deposunun tabanından yaklaşık 5,5 m’lik bir mesafeye yerleştirildi. Burada armatürler geniş ışık açılarının yarattığı yumuşak, kusursuz bir etkiyle kulenin alt kısmını vurguluyor. 8,5 m ile 9,5 m ve 14,5 m ile 19,5 m aralığındaki mesafelere yerleştirilen, daha dar açılı (130°) ve çok dar açılı (80°) ışık dağılımına sahip armatürlerle ise kulenin orta ve üst bölümlerinin aydınlatması sağlanıyor.

Bu özenle ayarlanmış kademelendirmeyle birlikte hassas ve kesintisiz konumlandırma, her yönde şaşırtacak ölçüde homojen aydınlatma oluşturuyor. Kulenin Lüksemburg üzerindeki gökyüzüne yayılan ışıkları ise en fazla yüzde 3 olacak şekilde başarıyla kısılabiliyor.

Değişen ışık dağılımlarına karşın yapının tamamında aynı dış mekân armatürleri kullanılmış. Modüler sistemli değiştirilebilir optik lenslerin kullanımı, bakım rutinleri ve yedek parçaları değişiklik gösteren, çok sayıda farklı armatür türü yerleştirmeyi gerektirmeden gerekli ışık açısını sağlayabiliyor.

Hafif ancak ölçülü ışık

Bu hassas öngörüler, yapının fonksiyonunu duyusal bir deneyim haline getirecek şekilde cephe malzemeleri ve ışık sanatının büyülü bir etkileşimini yaratırken adeta dokuma, biçimlendirilmiş bir gece izlenimi de ortaya çıkarıyor.

Yeni su kulesi bu son derece uğrak ve popüler bölgede uzaktan görülebiliyor. Görkemli görselliğiyle ilgi yaratan ve dikkatli gözlemcilere kıymetli içeriğini anlatan bir simge olarak da kendini gururla sergiliyor.

Projeye katılanlar:
Mimari: Jim Clemes Associates, Esch-sur-Alzette
Aydınlatma tasarımı: Licht Kunst Licht AG
Fotoğraflar: Johannes Roloff (Licht Kunst Licht AG), Victor Goedert

Kullanılan ürünler: Philips Color Kinetics

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir