Close

01/10/2007

Chartres en Lumières! “Işık”la elde edilen bir başarı öyküsü…

chartes-en-lumieres (2)

Chartres, Paris’e 80. km uzaklıkta, 42000 nüfuslu ufak bir fransız şehri.

UNESCO Dünya Mirası listesi içinde bulunan muhteşem Katedrali ile genellikle Paris’liler tarafından haftasonu turizmi şeklinde ziyaret edilen şehir 2003 yılından beri kendinden, katedrali yanında, farklı bir şekilde de söz ettirmeyi başarmış. LUCI (Lighting Urban Community International)’ın Paris’te düzenlediği “City Under Microscope” etkinliğinde tanıştığım Chartres Belediyesi Başkan Yardımcısı Laurent Lhuillery’nin anlattıkları ilginç.

Öncelikle rakamlara bırakalım sözü. Geçen sene Chartres şehri toplam 2,1 milyon turiste ev sahipliği yapıyor. Hesaplamalara göre bunlardan 600.000’i şehre “ışık” sayesinde geliyor. Sadece festivalin son iki günü 150.000 ile 180.000 kişi ziyaret ediyor şehri. Her gelen turistin şehirde belli bir harcama yaptığı düşünülürse, bu ufak şehir ve ekonomisi için bu rakamların öneminden bahsetmeme gerek yok sanırım.

Şimdi söz sırası bu başarının mimarlarından Lhuillery’de.

Bize biraz “Chartres en Lumières” (Işıklar altında Chartres) etkinliğinden bahsedebilir misiniz?

“Chartres en Lumières”, mirasın tarihine duyulan saygıyla gerçekleştirilen ve bu mirasın ortaya çıkarılması adına yapılan bir faaliyet. 2003 yılından beri, şehir birkaç ay ışıklar altına alınır (2007 senesi için 13 Nisan – 22 Eylül) ve sonunda yapılan, bir sonraki sene aydınlatılacak eserlerin tanıtıldığı bir ışık festivaliyle kapatılır.

Son iki gün (21 ve 22 Eylül), aynı zamanda Fransa’nın her yerinden gelen grupların katıldığı bir sokak sanatları festivalidir.

Bu organizasyon fikri nasıl doğdu? Amaçlanan neydi?

Chartres’ın bir festivale, insanları bir araya getirecek bir vesileye ihtiyacı vardı. Şehrimizin vitrayları dünya çapında ünlüdür. Üstelik ayrıcalıklı bir mirasa da sahipiz. Bizim de aklımıza ışıkla bu mirası bir şekilde birleştirme fikri geldi. “Chartres en Lumières”de böyle doğdu.

Amaç Chartres’lılarda bir olay adına buluşma isteği yaratmak idi. İlk senenin başarısı bu aydınlatma etkinliğinin uzatılmasını sağladı. Çok yatırım yapmamız gerekti ama bugün getirilerini almaya başladık. Bu aydınlatmaları görmek için Chartres’a gelen çok sayıda turist var. “Chartres en Lumières” ile gerçekten turistik bir ürün yarattık. Bugün ziyaretçiler sabah katedral için akşam ise aydınlatmalar için geliyorlar.

Sonuçları nasıl değerlendiriyorsunuz? Özellikle de baştaki beklentilere göre baktığınızda…

Sonuçları çok çeşitli. Öncelikle Chartres’lılar şehirleriyle gurur duyuyorlar. Onu keşfediyorlar ve güzel şehirlerinin ilk savunucusu oldular ki bu da çok değerli. Birçok insan akşamları şehirde geziyor. Teraslar dolu, restoranlar çalışıyor, oteller genelde full. Yani bunun aynı zamanda şehir için ekonomik bir getirisi var.
İlk zamanlarla bugünü karşılaştırdığımız zaman, çok öğrendiğimizi söyleyebilirim. Dünyanın her yerinden daha çok turist çekebilmek için iletişimimizi geliştirdik. Bu festivali değerlendirmek için yaklaşımımızda daha profesyoneliz. Bunu da artmaya devam eden ziyaretçi sayısıyla hissediyoruz.

İyileştirmeler yapıyor musunuz? Başladığınız ilk güne göre neler değişti?

Aslında çalışmalarımız hakkında eleştiri yapmayı seviyoruz. Bu ilerlememizi ve ileriki seneler için sorular sormamızı sağlıyor. Dünyada bu şekilde bir miras değerlendirmesini bu kadar çok mekânda ve bu kadar uzun bir dönemde yapan tek şehiriz. Bugün öncesinden daha çok tecrübeye sahibiz, bu da bizim geleceği daha sağlıklı bir şekilde öngörebilmemizi sağlıyor. Rekabetin sağlam ve ziyaretçilerin titiz olmasından dolayı her sene kendi kendimize sorular sormamız gerektiğinin bilincindeyiz.

Bu sene 21 ve 22 Eylül’de dört yeni mekan daha aydınlatılmış olacak. Bu sene ziyaretçileri şaşırtmak bize düşüyor. Bütün sene boyunca bu konuda çok çalışacağız. 21 ve 22 Eylül’de sizi de Chartres’a bekleriz.

Bu ışığın ve ışıkla yapılan planlı çalışmanın başarısıdır. Işık bir hazine ve kendini keşfedecek akıllı yatırımcıları bekliyor. Işığa güvenen herkes gün geçtikçe çalışmalarının mevyesini topluyor. Chartres sadece bir örnek. Ancak başka örnekler de vermek mümkün. Mesela Aralık ayında Lyon’da düzenlenecek ışık festivaline katılmak ister misiniz? İsteseniz bile tüm otellerin 2-3 gün önce ve sonrası için dolu olduğunu üzülerek belirtmem gerekiyor. Sadece şehir merkezinde değil, Lyon’dan Grenoble’a kadar tüm oteller full. 1 yıla yakın süre öncesinden rezervasyonlar yapıldı ve şehir misafirlerini bekliyor. Artık bu potansiyelin farkına varmamız, şehirlerimizi, özelde konuşursak İstanbul’u, ışıkla anılan organizasyonlarla tanıştırmamız gerekiyor.

Bugün ışıkla anılan (Paris, Lyon, New York) şehir sayısı her gün artıyor. İstanbul’u da bu şehirler arasına sokmak ve aydınlatma konusunda örnek ve lider şehir haline getirmek hepimizin elinde. Çok çalışmamız gerekiyor. Evet. Ancak uzun vadeli, doğru planlamayla çalışmalarımızın meyvesini almamamız için hiçbir sebep yok.

Sonuç olarak, ekstra turizm geliri yaratmak mı istiyorsunuz? Size biraz “ışık” öneririm.

Resimler:

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir