Close

15/01/2014

Anne Patterson’ın Grace Katedrali’ndeki 20 millik enstalasyonu

PLDKathedral2Sanatçı Anne Patterson müziği ve aklı – bir nörolojik fenomeni değiştirerek- kendi enstalasyonunu yaratmak için kullanıyor.San Francisco’daki Grace Katedrali’nde olduğu gibi kutsal ve görkemli bir binada iç tasarımı geliştirmek oldukça zordur. Özellikle de bir binanın Grace Katedrali’ndeki gibi vernikli pencereleri, iki labirenti ve Henryk De Rosen tarafından yapılmış mozaikleri varsa… New York’lu sanatçı Anne Patterson bu mekânı tavan kemerlerinden asılmış 20 millik ipek kurdelelerle tasarladığı “Grace with Light” (Işıkla zarafet) isimli enstalasyonuyla adeta olduğundan daha da sihirli hale getirmiş. Mavi, yeşil, kırmızı ve kestane rengi kurdeleler ışığı semavi bir şekilde parlayan perdeler gibi pencerelerden yansıtıyor. Katedrale mensup yüzlerce kişi bu kurdelelerden kırmızıların üzerine dualarını, umutlarını ve dilekleri yazmak üzere davet edildiler.

PLDKatedral1Sanatçı Petterson’ın sinestezi isimli nörolojik bir rahatsızlığı var. Bu durum onun sesleri ve müziği şekillerle ve renklerle görmesini sağlıyor. (Vasily Kandinsky, Vladimir Nabokov ve Duke Ellington gibi birçok ünlü sanatçı, kompozitör, yazar da bu nörolojik farklılığı yaşıyor) Sanatçı kendi durumunu enstalasyonunun tasarımında, müzikten ilham alarak, yaratıma dönüştürmüş. Ayrıca enstalasyonu planlarken katedralde Bach çalan sıra dışı Çellist Joshua Roman ile tanışmış.

Patterson, Joshua Roman’ı dinlerken yaşadığı deneyimi şöyle anlatıyor: “Kilise sırasında oturuyordum. Onu izliyor ve skeç çiziyordum. Daha sonra notalarının yukarıya doğru yolculuk ettiğini duydum. Bu da bana kullandığım kurdelelerdeki dikey fikri verdi. Müziği dinlediğimde renkler ve şekiller görüyorum. Bunlar açısal ya da dairesel olabiliyor. Parçanın yatay ya da dikey olmasıyla ilgili bir his ediniyorum. Joshua’nın parçası tamamen mavi ve yeşildi.” Roman, enstalasyonun açılış gösteriminde ise “Seeing the Light” (Işığı Görmek) isimli parçayı dans eden ışıklar ve kumaşların önünde çaldı.

Patterson: “Böyle görkemli bir alanda bir enstalasyon yaratmak korkutucu mu? İnsanı dehşete düşürüyor!” diye konuşuyor. Sanatçı aslında set tasarımları geçmişine sahip. Bir katedral tasarımı yapmak onun ilk tecrübesi. Ancak bu ilk tecrübeye rağmen enstalasyonu görenler hayretler içinde kalıyor. Patterson’ın enstalasyonunu gören bir ziyaretçi onun çalışmasıyla ilgili sanatçıya şu yorumda bulunmuş: “Bu hayatımda yaşadığım en iyi terapi seansıydı.”

İster laik ister dindar olsun ziyaretçiler bu enstalasyon kanallarını kendi yüksek güçlerinin kişisel versiyonları olarak tanımlıyor. Tıpkı cennet kapılarından uzanan ışıltılı binlerce anten gibi. Patterson: “Her Salı, katedralde ücretsiz yoga dersi veriyor. 300’ün üzerinde katılımcı fire vermeden derslere geliyor. Normalde hareketsiz duran kurdeleler ders başlayınca dans etmeye başlıyor. Yogiler bu kurdeleleri seviyor”

Bu enstalasyonun gösteriminin geçen sonbaharda sonlandırılması bekleniyordu ancak o kadar ilgi gösterildi ki Şubat ayının sonuna kadar gösterimde kalmasına karar verildi. Şubat ayından sonra ise, henüz kesin olmamakla beraber, enstalasyonun New York’taki Saint John the Divine Katherdrali’nde sergileneceği konuşuluyor.

Haber Kaynağı: http://www.fastcodesign.com/3024639/an-artist-suspends-20-miles-of-ribbon-inside-grace-cathedral

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir