Close

01/10/2007

5 Aralık’ta Santralistanbul

emre-gunes-pld-turkiyeHareketli geçen iki aylık bir dönemi geride bıraktım. Önce Alingsas şehrinde düzenlenen PLDA atölye çalışmasına (ya da resmi adı ile “Lights in Alingsas”) katıldım. Çok yorucu ancak bir o kadar da zevkli geçen, aydınlatma tasarımı pratiğinin iliklerime işlediği o 5 günü (daha fazla ayrıntıya girmiyorum çünkü önümüzdeki sayı edindiğim izlenimleri anlatacağım bir yazı olacak.) yaşadıktan sonra dünyanın bu çaptaki ilk uluslararası konferansı olan Professional Lighting Design Convention (PLDC) için Londra’da bulundum. 1200’e yakın aydınlatma tasarımı profesyonelinin biraraya geldiği unutulmaz bir organizasyon oldu. Konferansa dair hemen hemen herkesin katıldığı eleştiri (ya da eleştiriden ziyade yorum diyelim) bizi zorunda bıraktığı seçimlerdi. Şöyle düşünün: aynı anda 4 konuşmacı dinleme şansınız var ve hepsi birbirinden ilginç konularla ilgili… Bir konuşmacıyı dinlerken aklınızda diğer konuşma ve ayrıntıları… Sonuç olarak, tüm organizasyon bir başarı hikayesiydi. Bu organizasyon ile ilgili tüm ayrıntılar bir sonraki sayımızda…

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Şehir Aydınlatma ve Enerji Müdürlüğü ve PLD Türkiye olarak bu seneki ikinci organizasyonumuza evsahipliği yapıyoruz. 05 Aralık Çarşamba günü Santralistanbul’da gerçekleşecek etkinliğimizin adı: Şehir, Mimarlık ve Aydınlatma Tasarımı Semineri. Seminerle ilgili tüm ayrıntıları hazırladığımız ilanda bulabilirsiniz. Kendini aydınlatma tasarımı dünyası içinde gören herkesi bu toplantıya bekliyoruz. Her zaman söylediğimiz gibi aydınlatma tasarımı ile ilgili bilinç düzeyinin artırılabilmesi için bu tür etkinliklerin gerekliliği ortada. Biz de dergi olarak, bu düşünceyle aydınlatma tasarımı kavramının tartışıldığı ortamları yaratmaya devam edeceğiz.

Yanlış tasarlanmış ışık, sağlığımıza, psikolojimize, bedenimize yani kısacası hayatımıza yönelik bir tehdittir. Günümüzün çoğunu kapalı kapılar ardında, güneş ışığından yoksun yapay ışıkla aydınlatılmış ortamlarda geçiren insanlar olarak bu gerçeği görme zamanımız çoktan geldi. Yaşam kalitemiz, güneş ışığı eksikliğini onu taklit ederek gidermeye çalışan aydınlatma tasarımı ve elemanlarının başarısına bağlı. İşte dergimizin bu sayısı bunu anlatmaya, göstermeye ve ispatlamaya çalışan yazı ve araştırmalardan oluşuyor. Aydınlatma tasarımı ve sağlığın ilişkisini masaya yatıyoruz özetle.

Ancak ışık kadar önemli bir başka faktör de var sağlığımızı etkileyen: ses. Çoğu zaman anlamsız bir gürültü kirliliği içinde yaşadığımızın farkında bile değiliz. Stres yüklü şehir yaşantımızı tamamen çekilmez hale getiren gürültülerin başında da kornalar geliyor. Yaş, eğitim durumu, kültür seviyesi gözetmeden bir çoğumuz direksiyon başında kornayla fazlaca samimiyiz. Bir iletişim yolu, sabırsızlık göstergesi, küfür etme yöntemi olmuş korna ve bir çoğumuz bu kötü alışkanlığı kabullenmişiz. İşte sırf bu kabullenmişliğe isyan ederek ajansımızdan ben ve İsmail Dindar arkadaşım “Boşa Korna Çalma Kampanyası”nı başlattık. Tüm ayrıntılar ve destek için www.bosakornacalma.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir