Close

16/04/2014

Işık Kültürünün Merkezine Yolculuk

AydinlatmaFuari1

iGuzzini standı, foto: iGuzzini UK

Aydınlatma tasarımı ve danışmanlığı ofisi ONOFF‘un kurucusu Ali Berkman, Frankfurt’ta düzenlenen aydınlatma fuarı ve ışık festivalini değerlendirdi.

Işığın mekansal algımızı güçlendirdiğine ve ruh halimizi etkilediğine zaman zaman şahit olmuşsunuzdur. Işık sayesinde farkında olmadan bazı mekanları daha fazla deneyimlemeyi tercih etmiş veya biran önce o mekanı terk etmek istemiş de olabilirsiniz. Bu bağlamda ışığın hayatımızdaki yerini bilenlerin veya az da olsa fikir sahibi olmak isteyenlerin iki yılda bir Frankfurt’ta düzenlenen Light & Building Fuarı’nı ziyaret etmelerini tavsiye ederim.

Bu seneki teması Enerji Verimliliği olan fuarda, 2300 katılımcı yeni ürünlerini sergileme fırsatı buldu. Uluslararası arenada onlarca yıllık tecrübeleriyle gövde gösterisi yapan üreticilerin sergiledikleri ürünlerde, estetik kaygılar dışında en çok dikkat çeken nokta, LED ışık kaynaklarıyla daha verimli, tutarlı ve minimal sistemler üretmiş olmalarıydı. Bunun dışında fuar boyunca gözlemlediğim bazı dikkat çekici detayları sizlerle paylaşmak isterim.

İç ve Dış Mekan Aydınlatması konusunda dünyanın en büyük üreticilerinden biri olan ERCO’nun stand tasarımına dahil ettiği sosyal medya entegrasyonu oldukça etkileyiciydi. Stand duvarlarından birinin iç yüzüne tasarım ile ilgili çeşitli “hashtag” ler yazılmıştı. Sosyal medyada o anda paylaşılan ve içinde bu hashtagleri bulunduran tweetler, aynı anda duvardan çıkan kağıtlara bastırılıyordu. Duvarın yanından geçerken yerde bulunan onlarca metre uzunluğundaki kağıtların üstüne yazdırılmış binlerce tweet’e göz atma fırsatı buluyordunuz.

AydinlatmaFuari2

AydinlatmaFuari3

ERCO standı, fotoğraf 1: Ali Berkman, fotoğraf 2: ERCO

Aynı duvarın dış yüzeyine ise ERCO tarafından dağıtılmış post-it‘lere stand hakkında size neyin ilham verdiğini yazıp yapıştırıyordunuz. Sonuç olarak aşağıdaki görüntü ortaya çıktı. Sanırım fotoğrafı incelediğinizde uygulamayı daha iyi anlayacaksınız.

AydinlatmaFuari4

AydinlatmaFuari5

ERCO standı, fotoğraflar: Architonic

iGuzzini ise bu sene, ürün sergilemenin dışında ışığın mekansal algıdaki yerini ve etkisini 60 m2’lik bir odada birden fazlı ışık etkisiyle ‘ışık tüneli’ adı altında görsel bir şölene dönüştürdü.

AydinlatmaFuari6

AydinlatmaFuari7AydinlatmaFuari8

iGuzzini standı, fotoğraflar: iGuzzini UK

15 kişilik gruplar halinde gezdirilen ve bir grup lideri eşliğinde tanıtılan ışık tüneli, ziyaretçilere; onlarca armatürün farklı ışık senaryolarıyla farklı işlevler gösterebildiğini, öte yandan gölge ve karanlığın tasarlanmasının insan algısında en az ışığın kendisinin tasarlanması kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlattı.

PLDAydinlatmaFuari

AydinlatmaFuari9

AydinlatmaFuari10

iGuzzini standı, fotoğraf 1: Illumni dergisi, fotoğraf 2-3: Ali Berkman

 Günümüzde özellikle Türkiye’de, AVM ve karma işlevli yapıların kontrolsüzce çoğalması, öte yandan bilgisayar ve teknoloji çağının getirmiş olduğu asosyalleşme, insanların zamanlarının çoğunu kapalı alanlarda geçirmesine sebep olmaya başladı. Işığın, özellikle de gün ışığının, insanların biyolojik saatini ve dolayısıyla hormon salımı gibi metabolik işlemleri düzenleyen en önemli faktörlerden biri olduğunu varsayarsak, hayatımızdaki günışığı eksikliğinin ruh halimizi ve uyku düzenimizi son derece olumsuz şekilde etkileyeceğini kolaylıkla öngörebiliriz.

Light & Building Fuarı’na katılan birçok firmanın en önemli hedeflerinden biri de, iç mekanda LED ışık kaynaklarını kullanarak günışığını taklit edebilmekti. Bu hedefe en çok yaklaşanlardan biri, konuya farklı bir çözüm geliştiren İtalyan asıllı COELUX firmasıydı.

AydinlatmaFuari11

Fotoğraf: COELUX

COELUX’un sunmuş olduğu çözüm, ürün tasarımından uzak, günışığından ilham alan ve mimariyle bütünleşerek mekanın parçası haline gelen bir sistem tasarımıydı. Günışığı almayan mekanların tavanına entegre edilen sistem sayesinde, mekanı deneyimleyen kullanıcılar, günışığının tavandaki ışık panelinden süzülerek içeriye girdiğini hissediyor, güneşin o anki konumunu dahi görme fırsatı bulabiliyorlar.

AydinlatmaFuari12

Fotoğraf: Emre Güneş

 Tavanda yer alan COELUX sisteminin yaydığı ışık hem mekanın hacimsel algısını güçlendiriyor, hem de deneyimleyenlere gün ışığı hissi vererek ruh hallerini olumlu yönde etkiliyor. Kullanıcılar tarafından direkt görünebilir olmasına rağmen; konumu, yapısı ve ışık kalitesi sebebiyle sistemi yakından inceleyenlerin tavandaki LED paneli günışığından ayırt etmeleri oldukça zor. Yakın zamanda Türkiye’de de tanıtımı yapılacak olan bu sistemi mutlaka deneyimlemenizi tavsiye ederim.

AydinlatmaFuari13

Fotoğraf: COELUX

LED modül üretimi konusunda başarılı firmalardan biri olan XICATO , kendini diğer üreticilerinden biraz daha soyutlayarak, firmanın kurumsal hikayesini ve tasarladığı yeni modülleri ilham verici küçük odalar içerisinde deneyimsel mekanlar yaratarak sergiledi.

Bu odalardan birinde, Parsons tasarım okulu öğrencileri “Spot the Change” adlı bir deney gerçekleştirdi. Duvarlara 6 farklı Pantone renginden oluşan benekler, tavana ise renk sıcaklığı değişen ve LED ışık kaynakları içeren ışıklı bir gergi tavan uygulanmıştı. Mekana girenler, duvarlardaki benekler arasına gelişigüzel yerleştirilmiş renkli butonlara basarak renk sıcaklığı değişen farklı ışık senaryolarını etkinleştirebiliyordu.

AydinlatmaFuari14

Fotoğraf: XICATO

İnteraktif bir deneyim tasarlayan öğrencilerin asıl hedefi, kullanıcılara farklı renk sıcaklıklarında renk algısının ne derece değiştiğini göstererek aydınlatma tasarımının renksel ve mekansal algıdaki önemi hakkında akılda kalıcı bir fikir vermekti.

Fuarın çarpıcı yeniliklerinden biri de, halojen ve enkandesan lambaların sağladığı %100 renksel geriverime ulaşabilmek adına, ciddi yatırımlar yapılarak yeni sistemler geliştirilmesiydi. Böylece, ışık parıltısı ve renksel geriverim anlamında konvansiyonel ışık kaynaklarının (yakın zamanda yasaklanan enkandesan lambaların) yerini tamamen LED ışık kaynakları doldurabilecek.

AydinlatmaFuari15

Fotoğraf: Architonic

Bunun yanında fuarın en ilham verici yanlarından biri de, Türkiye’de ne yazık ki hiçbir fuarda karşılaşamadığım, üreticilerin halihazırda sergiledikleri ürünler ile kendi standlarında gerçekleştirdikleri uygulama örnekleri. Bu vesileyle üreticiler, ziyaretçilerin hayal gücünü etkinleştirerek bu ürünleri nasıl bir kurgu içerisinde kullanabileceklerini gösteriyor. 2012 yılındaki fuarda, birçok büyük üretici LED ışık kaynağı ile ilgili çekingen davranıp, sergiledikleri ürünlerin yarısına yakınında konvansiyonel ışık kaynakları kullanmıştı. LED olarak sergiledikleri birçok ürünün mekanik aksamı ise konvansiyonel ışık kaynakları için tasarlanmış olup, LED ışık kaynağı için modifiye edilmişti. Bu fuarda ise, orta ve büyük ölçekli tüm üreticilerin sergiledikleri ürünlerin tamamına yakını LED ışık kaynakları için özel olarak tasarlanmıştı ve sadece LED ışık kaynaklarını içeriyordu.

AydinlatmaFuari16

AydinlatmaFuari17

Fotoğraflar: Architonic

Fuarı ürün bazında ve bütünsel anlamda değerlendirecek olursak, LED’lerin kompakt yapıları sayesinde birçok üreticinin tipolojik anlamda daha minimal ve görsellikten çok işlevselliğin ön planda olduğu benzer ürünler geliştirdiğini söyleyebiliriz. Daha önce bahsetmiş olduğum uygulama örneklerini de -geliştirdikleri ürünlerin ve LED ışık kaynaklarının kompakt yapısından dolayı olsa gerek-modülarite kurgusundan yola çıkarak gerçekleştirmişler. Açıkçası bu yaklaşım estetik anlamda çok fazla yeniliğin olmadığı gibi, önceki fuarları aratır nitelikte bir yaklaşım olmuş. Üreticilerin geliştirdikleri ürünler arasında oluşan bu benzerliklerin sebeplerinden en önemlisi sanırım teknoloji sayesinde gelişen, hızla büyüyen ve bilgi akışını hızlandıran sosyal medya ve paylaşım ağları.

AydinlatmaFuari18

Fotoğraf: Architonic

Dünyanın birçok farklı yerinden aydınlatmaya gönülvermiş insanların bu fuara katıldığını düşünürsek, fuar kapsamında birçok paralel etkinliğin gerçekleştiğini söylemek sanırım çok da şaşırtıcı olmayacaktır. Bu etkinliklerden en önemli ve etkileyicisi ise Luminaleolarak bilinen Luminale Lighting Culture Biennial. Kentin dört bir yanında 180’den fazla ışık enstalasyonuna ev sahipliği yapan bu etkinlikte gözlemlediğim en renkli karelerden biri ise, bir yandan ellerinde fotoğraf makinalarıyla heyecanlı bir şekilde ışık enstalasyonlarıyla etkileşen, bir yandan da yanındakine fısıldayarak gülümseyen farklı insan profilleriydi.

AydinlatmaFuari19

En çok etkinlendiğim çalışmalardan biri ise Doğa Tarihi Müzesi’nde gerçekleştirilen “light painting” ve “light graffiti” enstalasyonuydu. Her gece farklı bir sanatçı, onlarca seyirci karşısında müzenin duvarlarında projeksiyon teknolojisini kullanarak özel bir müzik eşliğinde ışık boyama sanatını sergilediler. Dom/Römer bölgesinde bulunan St. Bartholomaus Katedrali’nde ses, ışık ve dini mekan algısını harmanlayarak tasarlanan“Luminale in Dom” enstalasyonu katedrale giren herkesi hayrete düşürdü.

AydinlatmaFuari20

 

AydinlatmaFuari21Katedralin kusursuz akustik yapısı sayesinde dolaştığınız her yerde size hükmeden orgun müthiş sesi, ikonalar, heykeller ve mimari öğeler üzerine projeksiyon ile yansıtılan değişken soyut motifler, sis makinelerinden ışıkla aynı anda yükselen duman, hayret içinde performansı izleyen yüzlerce insan ve her kilisede karşılaştığımız o müthiş koku… Tüm bu etkenler birleştiğinde ortaya çıkan harmoni, ruh halinize ve duygularınıza nüfuz ederek, o mekanda, zaman kavramını unutmanıza sebep oluyor.

AydinlatmaFuari22

Kentsel ölçekte dikkat çeken uygulamalardan biri de Frankfurt’un en yeni köprüsü olarak bilinen ve Offenbach ile Frankfurt arasında 2012 yılında inşa edilen Osthafen Köprüsü’ndeki enstalasyondu. Enstalasyonun bu köprüde gerçekleşmesi, hem birçok insanın yeni inşa edilen köprünün yapısal tasarımını inceleme fırsatı bulması, hem de köprünün strüktürü üzerine projeksiyon ile yansıtılan farklı ışık senaryolarını izleme fırsatı sunuyordu. Ayrıca tüm bu ışık oyunları sebebiyle Main nehri üzerinde oluşan yansımaların etkisi de kentin birçok farklı noktasından görülmeye değer nitelikteydi.

AydinlatmaFuari23

AydinlatmaFuari24

Kentin gece kimliğiyle insanlar arasında etkileşim sağlayan Luminale, birçok tasarımcının çalışmalarını binlerce insanla paylaşabilmesi için oldukça uygun bir platform. Her 2 yılda bir fuar kapsamında düzenlenen Luminale, aslına bakıldığında fuara inovatif, teknik ve estetik bileşenleri dışında sanatsal ve kentsel bir bakış açısı katıyor. Böylece katılımcılar; ışığın, karanlığın ve yanısmaların hangi formlarda karşılarına çıkabileceği ile ilgili düşünme fırsatı buluyor.

AydinlatmaFuari25School of Design Mainz iç mimarlık bölümü öğrencileri ile Ensemble Modern Frankfurt işbirliğinde gerçekleştirilen Cornea Ti enstalasyonu, Fotoğraf: Collabcubed

Altı gün süren fuar boyunca edindiğim izlenimleri özetlemek gerekirse, sergilenen yenilikler arasında estetik ve görsel anlamda çok şaşırtan tasarımlar olmasa da, önplana çıkan ve herkesin bir şekilde adapte olduğunu gördüğümüz noktalar; farklı özelliklerde LED ışık kaynağı içeren ürünlerin, boyut ve formlarının minimize edilerek daha verimli hale getirilmesi ve konvansiyonel ışık kaynaklarını tamamen ortadan kaldırarak, onları aratmayacak parlaklıkta ve kalitede ışık üretmeye ve tasarlamaya çalışmalarıydı. Nitekim bu hedefe büyük ölçüde ulaşılmıştı.

Tek hayal kırıklığına uğradığım konu ise, herkesin aynı hedef doğrultusunda ilerleyip hedeflerine kusursuzca yaklaşırken, bir anlamda kültürel ve kurumsal özgünlüklerinden uzaklaşmalarıydı. Her şeye rağmen dünyanın en büyük aydınlatma fuarı olan Light&Building’i Türkiye’de gerçekleşen herhangi bir aydınlatma, otomasyon veya elektrik fuarıyla karşılaştırdığımda; ülkemizdeki tasarım anlayışının ürün ve bütçesel odaklı yaklaşımdan hiçbir şekilde uzaklaşamadığını, bu sebeple de özgün çözümler tasarlamak yerine dünyada gerçekleşen yenilikleri takip etmekle yetindiğimizi görmekteyim.

Bu durum dolaylı olarak biz bağımsız aydınlatma tasarımcılarının ne denli zorlu bir süreçten geçtiğinin de en önemli göstergesi. Aydınlatma tasarımcılarının ve ışık sanatçılarının konumunu ve önemini en iyi anlatabilen etkinliklerden biri olan Luminale’nin benzeri bir etkinlik, ülkemizde daha önce hiç gerçekleşemedi. Aydınlatma tasarımının önemini senelerdir bağımsız olarak savunan PLD Türkiye dergisi editörü Emre Güneş defalarca buna benzer küçük ölçekli etkinlikleri kendi imkanlarıyla gerçekleştirdiyse de, kamu ve özel kuruluşlardan yeterli desteği göremediği için, hedeflenen kitleye ulaşılamadığını düşünüyorum. Umarım bu gibi etkinlikler, fuarlar ve kültürel faaliyetler ilgili disiplinler için iyi bir örnek olur ve biz de kentin tarihi ve kültürel dokusunun zengin olduğu bölgelerde insanlara ışık ve karanlığın yaşam kalitemizi ne derecede etkilediğini gösterme fırsatı bulabiliriz.

Yazı: Ali Berkman
Haber Kaynağı: http://www.mimarizm.com/disses/Detay.aspx?id=2633&Page=4

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir